Kompozisyon Yaratma
25 Eylül 2008 Perşembe
Arkadaşlarınızla birlikte bir geziye çıktınız ve yanınıza da fotoğraf makinenizi aldınız. Bir kaç güzel anı fotoğraflamaktan ziyade fotoğraf anlamında kaliteli bir kaç poz çekmeyi hedefliyorsunuz. Ne yapmanız lazımda güzel kareler ede edebilesiniz.
Düşünelim, güzel bir gezi yapıyorsunuz etrafınızda kavak ağaçları yanında güzel şırıl şırın akan ufak ama beyaz köpüklere sahip küçük bir şelaleyi anldıran bir akar su var. havada güneş pırıl pırıl parlıyor. herşey o kadar güzelki aldığınız bu keyfi fotoğrafa yansıtmak istiyorsunuz. denklanşöre bir heyecanla basıyorsunuz ve fotoğrafın o anı yeterince iyi yansıtmadığını düşünüyorsunuz veyahutta evde bakınca beğenmiyorsunuz.
Fotoğraf çekmeye ilk başladığım dönemlerde bende herkez gibi bu sorunları uzunca bir süre yaşadım. An gözümün önünden gidiyor ve ben kafamda planladığım etkiyi bir türlü fotoğrafa yansıtamıyordum. zamanla çözülür diyip geçmeyeceğim. bir kaç nokta var dikkat etmeniz gereken. öncelikle bazı deneyimleri önceden çalışarak kazanmalısınız.
Nedir bu elde edilmesi gereken deneyimler ?
Öncelikle makinenizin pozlama süresini ayarlarken, kafanızda belirli ışık oranlarına göre ortalama pozlama değerlerini oturtmalısınız. ilk başlarda gece, az ışık ve yoğun ışık değerlenizi tespit etmekle işe başlayabilirsiniz.
Bir diğer önemli husus ise alan derinliğidir. fotoğraflarınızda etki yaratmada en büyük önceliklerden birisidir. burada unutmamanız gereken birşeyde bizim üç boyutlu olarak gördüğümüz dünyanın, fotoğrafta iki boyutlu olarak yansıtılacağıdır. işte alan derinliği bu noktada son derece önemli bir etkye sahip. F değerini azalttıkça alan derinğininden de feragat etmekteyiz. fotoğraflarımızın arka fonlarını buğulu görmek istiyorsak f değerimizi azaltığımızı hatırlatayım.
Tabiki en önemli nokta burada ışıktır. ışık oranına göre yapacağımız bu iki ayarlamalarla fotoğraflarımızı teknik açıdan geliştirmeye başlarız.
Fotoğrafı oluşturan en önemli olgu tabii ki kompozisyondur. Fotoğrafı çekmek amacıyla denklaşöre bastığınız anda kopmozisyon oluşmuştur. bir çok yeni fotoğrafçı fotoğraf hayatına başladığında hızlı bir şekilde makinesini hedefe doğrultur ve denklanşöre basar. Eğer ki güzel fotoğraflar çekmek istiyorsanız yapılması gereken bu kadarla sınırlı olmamalıdır. Öncelikle çekmek istediğiniz konuyu belirleyin. gezide olduğumuzu var sayarak başlamıştık. Amacımız tur içersindeki insanların duygularını karelemek olarak belirlersek. konudan fazla uzaklaşmadan fotoğraf başarımızın artacağını gözlemleriz.
Nasıl gelişir ondan bahsedelim.
örneğin suyla oynayan yada ağaçları inceleyen insanların duygularını fotoğraflamaya karar verdiniz. aklınızda bir konu düşünün ve onu aramaya başlayın. örnek vermek gerekirse. bir ağaç dalı üzerindeki bir canlıya dikkatlice bakan bir kişi hatta bir çoçuk çekmeyi planladınız. size neler gereki bir düşünelim öncelikle ağaçların ve üzerinde canlıların olduğu bir bölgeye yönelmelisiniz. orada inceleme noktasında dikkatli bir çoçuk tespit etmelisiniz. ve bu iki bileşimi bulabileceğiniz birde doğru açı lazım. Çocuğun yüzü belirgin olacak şekilde yakın bir noktada bulunmalısınız.
işte kafanızdan bu arayışlar sayesinde düşünüyor ve ne istediğinizi tespit ediyor olacaksınız. zamanla bir çok konu yaratabilecek ve istediğiniz kareler için hazırlığın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz. Fotoğraf çekmeden önce anı nekadar iyi tespit eder ve teknik anlamda hazır olursanız pozlama için o kadar zamanının olur. fotoğrafçılığa bir çok yeni başlayan arkadaşımız makinelerine gerekli ayarları yapmaya çalışırken itedikleri kareyi yakalayamamaktan şikayet ederler.
Özetlemek gerekirse
1- Konu belirleyin
2- Denklanşöre basmadan önce düşünün
3- çektiğiniz fotoğrafı değerlendirin.
Düşünelim, güzel bir gezi yapıyorsunuz etrafınızda kavak ağaçları yanında güzel şırıl şırın akan ufak ama beyaz köpüklere sahip küçük bir şelaleyi anldıran bir akar su var. havada güneş pırıl pırıl parlıyor. herşey o kadar güzelki aldığınız bu keyfi fotoğrafa yansıtmak istiyorsunuz. denklanşöre bir heyecanla basıyorsunuz ve fotoğrafın o anı yeterince iyi yansıtmadığını düşünüyorsunuz veyahutta evde bakınca beğenmiyorsunuz.
Fotoğraf çekmeye ilk başladığım dönemlerde bende herkez gibi bu sorunları uzunca bir süre yaşadım. An gözümün önünden gidiyor ve ben kafamda planladığım etkiyi bir türlü fotoğrafa yansıtamıyordum. zamanla çözülür diyip geçmeyeceğim. bir kaç nokta var dikkat etmeniz gereken. öncelikle bazı deneyimleri önceden çalışarak kazanmalısınız.
Nedir bu elde edilmesi gereken deneyimler ?
Öncelikle makinenizin pozlama süresini ayarlarken, kafanızda belirli ışık oranlarına göre ortalama pozlama değerlerini oturtmalısınız. ilk başlarda gece, az ışık ve yoğun ışık değerlenizi tespit etmekle işe başlayabilirsiniz.
Bir diğer önemli husus ise alan derinliğidir. fotoğraflarınızda etki yaratmada en büyük önceliklerden birisidir. burada unutmamanız gereken birşeyde bizim üç boyutlu olarak gördüğümüz dünyanın, fotoğrafta iki boyutlu olarak yansıtılacağıdır. işte alan derinliği bu noktada son derece önemli bir etkye sahip. F değerini azalttıkça alan derinğininden de feragat etmekteyiz. fotoğraflarımızın arka fonlarını buğulu görmek istiyorsak f değerimizi azaltığımızı hatırlatayım.
Tabiki en önemli nokta burada ışıktır. ışık oranına göre yapacağımız bu iki ayarlamalarla fotoğraflarımızı teknik açıdan geliştirmeye başlarız.
Fotoğrafı oluşturan en önemli olgu tabii ki kompozisyondur. Fotoğrafı çekmek amacıyla denklaşöre bastığınız anda kopmozisyon oluşmuştur. bir çok yeni fotoğrafçı fotoğraf hayatına başladığında hızlı bir şekilde makinesini hedefe doğrultur ve denklanşöre basar. Eğer ki güzel fotoğraflar çekmek istiyorsanız yapılması gereken bu kadarla sınırlı olmamalıdır. Öncelikle çekmek istediğiniz konuyu belirleyin. gezide olduğumuzu var sayarak başlamıştık. Amacımız tur içersindeki insanların duygularını karelemek olarak belirlersek. konudan fazla uzaklaşmadan fotoğraf başarımızın artacağını gözlemleriz.
Nasıl gelişir ondan bahsedelim.
örneğin suyla oynayan yada ağaçları inceleyen insanların duygularını fotoğraflamaya karar verdiniz. aklınızda bir konu düşünün ve onu aramaya başlayın. örnek vermek gerekirse. bir ağaç dalı üzerindeki bir canlıya dikkatlice bakan bir kişi hatta bir çoçuk çekmeyi planladınız. size neler gereki bir düşünelim öncelikle ağaçların ve üzerinde canlıların olduğu bir bölgeye yönelmelisiniz. orada inceleme noktasında dikkatli bir çoçuk tespit etmelisiniz. ve bu iki bileşimi bulabileceğiniz birde doğru açı lazım. Çocuğun yüzü belirgin olacak şekilde yakın bir noktada bulunmalısınız.
işte kafanızdan bu arayışlar sayesinde düşünüyor ve ne istediğinizi tespit ediyor olacaksınız. zamanla bir çok konu yaratabilecek ve istediğiniz kareler için hazırlığın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz. Fotoğraf çekmeden önce anı nekadar iyi tespit eder ve teknik anlamda hazır olursanız pozlama için o kadar zamanının olur. fotoğrafçılığa bir çok yeni başlayan arkadaşımız makinelerine gerekli ayarları yapmaya çalışırken itedikleri kareyi yakalayamamaktan şikayet ederler.
Özetlemek gerekirse
1- Konu belirleyin
2- Denklanşöre basmadan önce düşünün
3- çektiğiniz fotoğrafı değerlendirin.
Film Hızı
Film hızı ASA değimiz tanımlama, fotoğraf makinelerimizi için kullandığımız filmlerin ışığa olan hassasiyet olarak tanımlanmaktadır.
Düşük hassasiyet (ISO/ASA hızı) daha uzun pozlama zamanı anlamına gelmektedir. Bu tipi filmleri yavaş film olarak adlandırabiliriz. yüksek asalı bir film daha kısa pozlama süresi gerektirdiğinden hızlı film olarak tanımlarız. Buradanda anlaşılacağı gibi yüksek hızlı filmlerle karanlıkta daha iyi kareler elde edebiliriz.
Alman Standartlar Enstitüsü tarafından belirlenmiş DIN değeri bulunmaktadır. DIN değeri de film hız birimidir. DIN değerleri her üç birimde bir çift artar. 24 DIN bir film 21 DIN filmden iki kat daha duyarlıdır.
Düşük hassasiyet (ISO/ASA hızı) daha uzun pozlama zamanı anlamına gelmektedir. Bu tipi filmleri yavaş film olarak adlandırabiliriz. yüksek asalı bir film daha kısa pozlama süresi gerektirdiğinden hızlı film olarak tanımlarız. Buradanda anlaşılacağı gibi yüksek hızlı filmlerle karanlıkta daha iyi kareler elde edebiliriz.
Alman Standartlar Enstitüsü tarafından belirlenmiş DIN değeri bulunmaktadır. DIN değeri de film hız birimidir. DIN değerleri her üç birimde bir çift artar. 24 DIN bir film 21 DIN filmden iki kat daha duyarlıdır.
ISO aritmetik oran (eski ASA oranı) | ISO derecesi (eski DIN oranı) | GOST standardı (Soviet pre-1987) | Normal hızına göre örnekler |
---|---|---|---|
6 | 9° | original Kodachrome | |
8 | 10° | ||
10 | 11° | Kodachrome 8 mm film | |
12 | 12° | 11 | Gevacolor 8 mm reversal film |
16 | 13° | 11 | Agfacolor 8 mm reversal film |
20 | 14° | 16 | Adox CMS 20 |
25 | 15° | 22 | old Agfacolor, Kodachrome 25 |
32 | 16° | 22 | Kodak Panatomic-X |
40 | 17° | 32 | Kodachrome 40 (movie) |
50 | 18° | 45 | Fuji RVP (Velvia) |
64 | 19° | 45 | Kodachrome 64, Ektachrome-X |
80 | 20° | 65 | Ilford Commercial Ortho |
100 | 21° | 90 | Kodacolor Gold, Kodak T-Max (TMX) |
125 | 22° | 90 | Ilford FP4, Kodak Plus-X Pan |
160 | 23° | 130 | Fuji Pro 160C/S, Kodak High-Speed Ektachrome |
200 | 24° | 180 | Fujicolor Superia 200 |
250 | 25° | 180 | Tasma Foto-250 |
320 | 26° | 250 | Kodak Tri-X Pan Professional (TXP) |
400 | 27° | 350 | Kodak T-Max (TMY), Tri-X 400, Ilford HP5 |
500 | 28° | 350 | |
640 | 29° | 560 | Polaroid 600 |
800 | 30° | 700 | Fuji Pro 800Z |
1000 | 31° | 700 | Ilford Delta 3200 |
1250 | 32° | ||
1600 | 33° | 1400–1440 | Fujicolor 1600 |
2000 | 34° | ||
2500 | 35° | ||
3200 | 36° | 2800–2880 | Kodak P3200 TMAX |
4000 | 37° | ||
5000 | 38° | ||
6400 | 39° |
CMOS Sensor
3 Eylül 2008 Çarşamba
CMOS (Complementary Metal Oxide Semiconductor; Bütünleyici Metal Oksit Yarıiletken), bir tümleşik devre üretim teknolojisidir.
N-tipi ve P-tipi olarak adlandırılan NMOS ve PMOS transistorların aynı tümdevre üzerinde gerçeklenmesine olanak tanır. Genel olarak günümüzde kullanılan sayısal (dijital) devrelerin neredeyse tamamı (örneğin mikroişlemciler) CMOS teknolojisi ile üretilir. Bu teknolojinin yaygın olarak kullanılmasının nedeni, bu teknolojinin birim silisyum alanda en fazla transistor gerçeklenmesini olanaklı kılması, gerçeklenen devre açık durumda fakat işlem yapmazken neredeyse güç tüketmemesi gibi önemli özelliklerdir. Böylece elektronik endüstrisinin temel taleplerinden olan düşük maliyet ve düşük güç tüketimi (uzun pil ömrü) sağlanmış olur.
CCD Sensor
CCD-algılayıcı veya CCD-çip olarak da adlandırılır. Yüklenme iliştrilimiş araç (İngilizce; Charge Coupled Device).
Dijital fotoğraf makinelerinin ve video kameralarda ışığa duyarlı yüzey olarak iş görürler. Bir tabakanın üstüne dizilmiş ışığa duyarlı foto diyotlardan oluşurlar. Bunlar, düşen ışığı elektrik gerilimine çevirirler. Ne kadar aydınlık olursa ışık hücresinde (fotosel) biriken gerilim de o kadar yüksek olur. Matrix gerilim, bir analog-dijital (A/D) çevirici ve işlemci vasıtası ile resime çevrilir.
CCD algılayıcılar ışığa karşı, CMOS algılayıcılardan daha duyarlıdırlar ve ürettikleri görüntüler daha niteliklidir. Buna karşılık daha pahalıdırlar ve daha fazla güç harcarlar.
CCD’nin artıları ve eksileri
Artıları
Piksel başına toplanan yükle gelen foton akısı arasında doğrusal ilişki olması. 65565 elektrona kadar yük biriktirme kapasitesi (full well capacity) ile büyük bir dinamik aralığa sahip olması. Bir çok modern inceltilmiş/arkadan aydınlatmalı alette %100’e varan çok yüksek bir kuantum etkinliğine ulaşılabilmesi. Verinin alınır alınmaz doğrudan bilgisayar yardımıyla işlenebilmesi. Uzun zaman aralıkları boyunca ışık toplayabilmesi. Yonga-üzeri satır/sütun birleştirme (on-chip binning) yoluyla CCD üzerinde sinyal işlenebilmesi. CCD’nin Sıvı Azot sıcaklıklarına kadar (77 K) soğutulmasıyla ısısal gürültünün çoğunun yokedilebilmesi. Ayrıca, CCD’lerin doğrusal (ve sayısal) olması nedeniyle bir çok pozun Poisson gürültüsünü azaltmak amacıyla birleştirilebilmesi. Özelliklerinin `ideal’ algılayıcıya çok yakın olması.
Eksileri
Oldukça pahalı olması. Bilimsel amaçlı 1K x 1K boyutlarında küçük bir CCD için bile 10,000 $. Aynı türden her CCD’nin genel özellikler bakımından benzer ama eşdeğer olmaması. Kuantum etkinliği, yonga kalitesi ve diğer bozuklukların aletten alete değişmesi.
Eksileri
Teleconverter Nedir ?
2 Eylül 2008 Salı
Tele converter objektif ile makine arasına takılan bir aparattır elinizde bulunan aparatta belirtilen “x” değerine göre objektifinizin değerini arttırır. objektifinize yansıyan orta bölgeyi büyütmeye yarayan bir parçadır. bir nevi close-up lens gibi çalışır.
Örnek vermek gerekirse x2 br teleconverter görüntünün ortasında 12x18mm lik bir parçayı 24x36mm lik bir boyuta getirir. teleconverter ışığın yoğunluğunu biraz azaltır. film hızınızla (ISO) bu dengelemeyi rahatlıkla sağlayabilirsiniz.
Yan sanayi olarak 2x ve 4x değerlerlerine sahip teleconverter bulabilirsiniz. Canon Eos modelleri için 1.2x ve 1.4x ürünlerini çıkarmıştır.
Büyük F değerli objektiflerde kullandığınız makineye göre sapıtmalar olabilir. F5.6 değerinden sonra AF'da sorun yaşanmaktadır. Elle netleme yapmanızda fayda olduğunu söylemek gerekir.
Yukarıda 2x converter kullanımının örneğini görüyorsunuz.
HDR Fotoğraf Çekimi
2 Nisan 2008 Çarşamba
HDR (high dynamic range) fotoğraflar oluşturmak için özel makinalara ve pahalı aksesuarlara ihtiyacınız yoktur. Her türlü dijital fotoğraf makinası bu işlem için uygundur.
HDR tekniğindeki temel mantık , fotoğraftaki çok koyu ve çok açık alanlar arasında bir denge yakalamaktır. Örneğin arka fonda güneş varken bir çiçek fotoğrafa alınmak istendiğinde ya güneş çok parlak çıkar ya da çiçek simsiyah silüet şeklinde görünür. HDR tekniğiyle güneşi ve çiçeği bu konumdayken bile normal görüntüleriyle pozlamak mümkündür.
HDR için fotoğraf makinasına ve makinanın sabitleneceği bir zemine ya da tripota (üç ayak) ihtiyaç vardır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu fotoğraftaki alanın hareketsiz olmasıdır. Rüzgarda salınan ağaçlar ve ya insanlar gibi hareketli nesneler bulunmamalı ve ard arda çekeceğimiz fotoğraflarda titreme ve kayma olmamalıdır. Tek konuyu en az 3 farklı pozlamada çekmemiz gerekmektedir. Bunlar -2Ev 0Ev +2Ev olabilir. Bu tür pozlamaları göstermeyen makinalarda aynı pozu , pozlama süresini kısaltarak ve ya uzatarak , çok koyu orta koyulukta ve çok parlak olarak pozlamalıyız. Bu pozlamalardan sonra oluşan tüm fotoğraf dosylarını jpeg ya da tiff formatında kaydetmeli ve bilgisayara göndermeliyiz. Photoshop CS2 ve ya Photomatix Pro gibi bir programda HDR Merge seçeneğiyle birleştirdiğimiz fotoğraflarda parlaklık değerlerini ayarladıktan sonra hemen hemen tüm işlemleri bitirmiş oluyoruz.
Photoshop CS2 de file - automate - merge to hdr sekmesinde çektiğimiz pozları seçip Attemp to Automatically Aling Source Image seçeneğini seçerek pozlardaki milimetrik kaymaları da bilgisayarın düzeltmesini sağladıktan sonra OK tuşuna basarak adımları takip edebiliriz. Oluşturulan ilk imaj dosyası 50 - 140 Mb büyüklüğündedir.( çözünürlüğe ve fotoğraf sayısına göre değişir) . Oluşturulan imaj dosyası fotoğraf makinanızın tek çekimde elde ettiği fotoğraf kalitesinden defalarca kat daha yüksektir.
HDR fotoğrafların en güzel yanlarından biri budur. 32 bitlik bu imaj dosyasını baskı almayacaksak 8 bit e indirerek işlemlere devam etmemiz daha yararlı olacaktır.
Çeşitli hesaplamalar bittiğinde Photoshop 8 bit e dönüştüreceği imaj dosyası için bir kez daha poz düzeltme seçeneği sunar . Local Adaptation seçeneği altında pozun koyu , açık ve orta koyuluktaki alanlarının birbirinden bağımsız olarak parlaklığıklığını ayarlayabiliriz ki HDR fotoğrafın temelinde bu yatar. Daha sonra çeşitli photoshop teknikleriyle fotoğrafınızı düzeltebilirsiniz. HDR fotoğraflarda normalde hareketli nesnelerin bulunmaması gerekir ancak bazı fotoğraf işleme teknikleriyle hareketli nesneler de fotoğraflara dahil edilebilir. Bunun için iyi bir fotoğraf makinasına, fotoğraf işleme programına ve bu programı kullanma yeteneğine ihtiyacınız olacaktır.
Yazılımlarla bazı fotoğraf makinası filtrelerini simüle edebilir ve çektiğiniz fotoğraflarda kullanabilirsiniz ancak yazılımların da elbette bir limiti vardır. Fotoğrafların çok daha olağanüstü görünmesi için özel makinalara ve özel merceklere ihtiyacınız olabilir. Fakat HDR için olmazsa olmaz donanımlard değillerdir.
Sonuç olarak yaratıcılığınıza bağlı olarak çok güzel, bakarken zevk alacağınız fotoğraflar çekebilirsiniz. hem sahada hemde evde yapacağınız bu çalışmalar çok yönlü olarak sizlere keyif vereceğine inanıyorum.
HDR tekniğindeki temel mantık , fotoğraftaki çok koyu ve çok açık alanlar arasında bir denge yakalamaktır. Örneğin arka fonda güneş varken bir çiçek fotoğrafa alınmak istendiğinde ya güneş çok parlak çıkar ya da çiçek simsiyah silüet şeklinde görünür. HDR tekniğiyle güneşi ve çiçeği bu konumdayken bile normal görüntüleriyle pozlamak mümkündür.
HDR için fotoğraf makinasına ve makinanın sabitleneceği bir zemine ya da tripota (üç ayak) ihtiyaç vardır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu fotoğraftaki alanın hareketsiz olmasıdır. Rüzgarda salınan ağaçlar ve ya insanlar gibi hareketli nesneler bulunmamalı ve ard arda çekeceğimiz fotoğraflarda titreme ve kayma olmamalıdır. Tek konuyu en az 3 farklı pozlamada çekmemiz gerekmektedir. Bunlar -2Ev 0Ev +2Ev olabilir. Bu tür pozlamaları göstermeyen makinalarda aynı pozu , pozlama süresini kısaltarak ve ya uzatarak , çok koyu orta koyulukta ve çok parlak olarak pozlamalıyız. Bu pozlamalardan sonra oluşan tüm fotoğraf dosylarını jpeg ya da tiff formatında kaydetmeli ve bilgisayara göndermeliyiz. Photoshop CS2 ve ya Photomatix Pro gibi bir programda HDR Merge seçeneğiyle birleştirdiğimiz fotoğraflarda parlaklık değerlerini ayarladıktan sonra hemen hemen tüm işlemleri bitirmiş oluyoruz.
Photoshop CS2 de file - automate - merge to hdr sekmesinde çektiğimiz pozları seçip Attemp to Automatically Aling Source Image seçeneğini seçerek pozlardaki milimetrik kaymaları da bilgisayarın düzeltmesini sağladıktan sonra OK tuşuna basarak adımları takip edebiliriz. Oluşturulan ilk imaj dosyası 50 - 140 Mb büyüklüğündedir.( çözünürlüğe ve fotoğraf sayısına göre değişir) . Oluşturulan imaj dosyası fotoğraf makinanızın tek çekimde elde ettiği fotoğraf kalitesinden defalarca kat daha yüksektir.
HDR fotoğrafların en güzel yanlarından biri budur. 32 bitlik bu imaj dosyasını baskı almayacaksak 8 bit e indirerek işlemlere devam etmemiz daha yararlı olacaktır.
Çeşitli hesaplamalar bittiğinde Photoshop 8 bit e dönüştüreceği imaj dosyası için bir kez daha poz düzeltme seçeneği sunar . Local Adaptation seçeneği altında pozun koyu , açık ve orta koyuluktaki alanlarının birbirinden bağımsız olarak parlaklığıklığını ayarlayabiliriz ki HDR fotoğrafın temelinde bu yatar. Daha sonra çeşitli photoshop teknikleriyle fotoğrafınızı düzeltebilirsiniz. HDR fotoğraflarda normalde hareketli nesnelerin bulunmaması gerekir ancak bazı fotoğraf işleme teknikleriyle hareketli nesneler de fotoğraflara dahil edilebilir. Bunun için iyi bir fotoğraf makinasına, fotoğraf işleme programına ve bu programı kullanma yeteneğine ihtiyacınız olacaktır.
Yazılımlarla bazı fotoğraf makinası filtrelerini simüle edebilir ve çektiğiniz fotoğraflarda kullanabilirsiniz ancak yazılımların da elbette bir limiti vardır. Fotoğrafların çok daha olağanüstü görünmesi için özel makinalara ve özel merceklere ihtiyacınız olabilir. Fakat HDR için olmazsa olmaz donanımlard değillerdir.
Sonuç olarak yaratıcılığınıza bağlı olarak çok güzel, bakarken zevk alacağınız fotoğraflar çekebilirsiniz. hem sahada hemde evde yapacağınız bu çalışmalar çok yönlü olarak sizlere keyif vereceğine inanıyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)