tag:blogger.com,1999:blog-50836221699707378552024-03-05T02:35:32.898-08:00Fotoğraf TeknikleriFotoğraf Sanatı için özenle toplanan bilgi portalıArman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.comBlogger44125tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-29544021953387885982008-09-25T23:26:00.000-07:002008-09-26T00:29:08.834-07:00Kompozisyon Yaratma<div style="text-align: justify;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfqn-7mA0lzSoOEHxObPqpjvlqGnglqL3FL8CaNbgMiq2gicXsQpX7mV8u0yGQ6-sbJFKtU2JB65EI6nNnpRHsWdRqcJljDyLiLWIUCSDxicp2_7yaGm3HYBjqQ1nOCujDlBoWnGmSFu8/s1600-h/Autumn_7.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfqn-7mA0lzSoOEHxObPqpjvlqGnglqL3FL8CaNbgMiq2gicXsQpX7mV8u0yGQ6-sbJFKtU2JB65EI6nNnpRHsWdRqcJljDyLiLWIUCSDxicp2_7yaGm3HYBjqQ1nOCujDlBoWnGmSFu8/s320/Autumn_7.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5250226842415979458" border="0" /></a>Arkadaşlarınızla birlikte bir geziye çıktınız ve yanınıza da fotoğraf makinenizi aldınız. Bir kaç güzel anı fotoğraflamaktan ziyade fotoğraf anlamında kaliteli bir kaç poz çekmeyi hedefliyorsunuz. Ne yapmanız lazımda güzel kareler ede edebilesiniz.<br /><br />Düşünelim, güzel bir gezi yapıyorsunuz etrafınızda kavak ağaçları yanında güzel şırıl şırın akan ufak ama beyaz köpüklere sahip küçük bir şelaleyi anldıran bir akar su var. havada güneş pırıl pırıl parlıyor. herşey o kadar güzelki aldığınız bu keyfi fotoğrafa yansıtmak istiyorsunuz. denklanşöre bir heyecanla basıyorsunuz ve fotoğrafın o anı yeterince iyi yansıtmadığını düşünüyorsunuz veyahutta evde bakınca beğenmiyorsunuz.<br /><br />Fotoğraf çekmeye ilk başladığım dönemlerde bende herkez gibi bu sorunları uzunca bir süre yaşadım. An gözümün önünden gidiyor ve ben kafamda planladığım etkiyi bir türlü fotoğrafa yansıtamıyordum. zamanla çözülür diyip geçmeyeceğim. bir kaç nokta var dikkat etmeniz gereken. öncelikle bazı deneyimleri önceden çalışarak kazanmalısınız.<br /><br /><span style="color: rgb(153, 51, 0); font-style: italic;">Nedir bu elde edilmesi gereken deneyimler ?</span><br /><br />Öncelikle makinenizin pozlama süresini ayarlarken, kafanızda belirli ışık oranlarına göre ortalama pozlama değerlerini oturtmalısınız. ilk başlarda gece, az ışık ve yoğun ışık değerlenizi tespit etmekle işe başlayabilirsiniz.<br /><br />Bir diğer önemli husus ise alan derinliğidir. fotoğraflarınızda etki yaratmada en büyük önceliklerden birisidir. burada unutmamanız gereken birşeyde bizim üç boyutlu olarak gördüğümüz dünyanın, fotoğrafta iki boyutlu olarak yansıtılacağıdır. işte alan derinliği bu noktada son derece önemli bir etkye sahip. F değerini azalttıkça alan derinğininden de feragat etmekteyiz. fotoğraflarımızın arka fonlarını buğulu görmek istiyorsak f değerimizi azaltığımızı hatırlatayım.<br /><br />Tabiki en önemli nokta burada ışıktır. ışık oranına göre yapacağımız bu iki ayarlamalarla fotoğraflarımızı teknik açıdan geliştirmeye başlarız.<br /><br />Fotoğrafı oluşturan en önemli olgu tabii ki kompozisyondur. Fotoğrafı çekmek amacıyla denklaşöre bastığınız anda kopmozisyon oluşmuştur. bir çok yeni fotoğrafçı fotoğraf hayatına başladığında hızlı bir şekilde makinesini hedefe doğrultur ve denklanşöre basar. Eğer ki güzel fotoğraflar çekmek istiyorsanız yapılması gereken bu kadarla sınırlı olmamalıdır. Öncelikle çekmek istediğiniz konuyu belirleyin. gezide olduğumuzu var sayarak başlamıştık. Amacımız tur içersindeki insanların duygularını karelemek olarak belirlersek. konudan fazla uzaklaşmadan fotoğraf başarımızın artacağını gözlemleriz.<br /><br /><span style="font-style: italic; color: rgb(153, 51, 0);">Nasıl gelişir ondan bahsedelim. </span><br /><br />örneğin suyla oynayan yada ağaçları inceleyen insanların duygularını fotoğraflamaya karar verdiniz. aklınızda bir konu düşünün ve onu aramaya başlayın. örnek vermek gerekirse. bir ağaç dalı üzerindeki bir canlıya dikkatlice bakan bir kişi hatta bir çoçuk çekmeyi planladınız. size neler gereki bir düşünelim öncelikle ağaçların ve üzerinde canlıların olduğu bir bölgeye yönelmelisiniz. orada inceleme noktasında dikkatli bir çoçuk tespit etmelisiniz. ve bu iki bileşimi bulabileceğiniz birde doğru açı lazım. Çocuğun yüzü belirgin olacak şekilde yakın bir noktada bulunmalısınız.<br /><br />işte kafanızdan bu arayışlar sayesinde düşünüyor ve ne istediğinizi tespit ediyor olacaksınız. zamanla bir çok konu yaratabilecek ve istediğiniz kareler için hazırlığın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz. Fotoğraf çekmeden önce anı nekadar iyi tespit eder ve teknik anlamda hazır olursanız pozlama için o kadar zamanının olur. fotoğrafçılığa bir çok yeni başlayan arkadaşımız makinelerine gerekli ayarları yapmaya çalışırken itedikleri kareyi yakalayamamaktan şikayet ederler.<br /><br /><span style="color: rgb(153, 0, 0); font-style: italic;">Özetlemek gerekirse</span><br /><br />1- Konu belirleyin<br />2- Denklanşöre basmadan önce düşünün<br />3- çektiğiniz fotoğrafı değerlendirin.<br /><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-54062272389761224482008-09-25T23:06:00.000-07:002008-09-25T23:26:41.803-07:00Film Hızı<div style="text-align: justify;">Film hızı ASA değimiz tanımlama, fotoğraf makinelerimizi için kullandığımız filmlerin ışığa olan hassasiyet olarak tanımlanmaktadır.<br /><br />Düşük hassasiyet (ISO/ASA hızı) daha uzun pozlama zamanı anlamına gelmektedir. Bu tipi filmleri yavaş film olarak adlandırabiliriz. yüksek asalı bir film daha kısa pozlama süresi gerektirdiğinden hızlı film olarak tanımlarız. Buradanda anlaşılacağı gibi yüksek hızlı filmlerle karanlıkta daha iyi kareler elde edebiliriz.<br /><br />Alman Standartlar Enstitüsü tarafından belirlenmiş DIN değeri bulunmaktadır. DIN değeri de film hız birimidir. DIN değerleri her üç birimde bir çift artar. 24 DIN bir film 21 DIN filmden iki kat daha duyarlıdır.<br /></div><span style="font-size:85%;"><br /></span><table class="wikitable"><tbody><tr><th><span style="font-size:85%;">ISO aritmetik oran<br />(eski ASA oranı)</span></th> <th><span style="font-size:85%;">ISO derecesi<br />(eski DIN oranı)</span></th> <th><span style="font-size:85%;">GOST standardı<br />(Soviet pre-1987)</span></th> <th><span style="font-size:85%;">Normal hızına göre örnekler</span></th> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">6</span></td> <td><span style="font-size:85%;">9°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;">original Kodachrome</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">8</span></td> <td><span style="font-size:85%;">10°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">10</span></td> <td><span style="font-size:85%;">11°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodachrome 8 mm film</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">12</span></td> <td><span style="font-size:85%;">12°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">11</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Gevacolor 8 mm reversal film</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">16</span></td> <td><span style="font-size:85%;">13°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">11</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Agfacolor 8 mm reversal film</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">20</span></td> <td><span style="font-size:85%;">14°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">16</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Adox CMS 20</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">25</span></td> <td><span style="font-size:85%;">15°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">22</span></td> <td><span style="font-size:85%;">old Agfacolor, Kodachrome 25</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">32</span></td> <td><span style="font-size:85%;">16°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">22</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodak Panatomic-X</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">40</span></td> <td><span style="font-size:85%;">17°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">32</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodachrome 40 (movie)</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">50</span></td> <td><span style="font-size:85%;">18°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">45</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Fuji RVP (Velvia)</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">64</span></td> <td><span style="font-size:85%;">19°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">45</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodachrome 64, Ektachrome-X</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">80</span></td> <td><span style="font-size:85%;">20°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">65</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Ilford Commercial Ortho</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">100</span></td> <td><span style="font-size:85%;">21°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">90</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodacolor Gold, Kodak T-Max (TMX)</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">125</span></td> <td><span style="font-size:85%;">22°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">90</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Ilford FP4, Kodak Plus-X Pan</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">160</span></td> <td><span style="font-size:85%;">23°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">130</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Fuji Pro 160C/S, Kodak High-Speed Ektachrome</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">200</span></td> <td><span style="font-size:85%;">24°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">180</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Fujicolor Superia 200</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">250</span></td> <td><span style="font-size:85%;">25°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">180</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Tasma Foto-250</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">320</span></td> <td><span style="font-size:85%;">26°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">250</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodak Tri-X Pan Professional (TXP)</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">400</span></td> <td><span style="font-size:85%;">27°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">350</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodak T-Max (TMY), Tri-X 400, Ilford HP5</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">500</span></td> <td><span style="font-size:85%;">28°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">350</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">640</span></td> <td><span style="font-size:85%;">29°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">560</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Polaroid 600</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">800</span></td> <td><span style="font-size:85%;">30°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">700</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Fuji Pro 800Z</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">1000</span></td> <td><span style="font-size:85%;">31°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">700</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Ilford Delta 3200 </span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">1250</span></td> <td><span style="font-size:85%;">32°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">1600</span></td> <td><span style="font-size:85%;">33°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">1400–1440</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Fujicolor 1600</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">2000</span></td> <td><span style="font-size:85%;">34°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">2500</span></td> <td><span style="font-size:85%;">35°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">3200</span></td> <td><span style="font-size:85%;">36°</span></td> <td><span style="font-size:85%;">2800–2880</span></td> <td><span style="font-size:85%;">Kodak P3200 TMAX</span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">4000</span></td> <td><span style="font-size:85%;">37°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">5000</span></td> <td><span style="font-size:85%;">38°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> </tr> <tr> <td><span style="font-size:85%;">6400</span></td> <td><span style="font-size:85%;">39°</span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td> <td><span style="font-size:85%;"><br /></span></td></tr></tbody></table><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS_XEVi81GWVYTdfJxO7dQzWOxli4Q9E7h3YQQtFy_tYc6vrejliipAOAoGiQMYhXPm-dm8B8NRoJTWo61rNulsGAe1mG3HuFaAyCAmHGBfCyt906SdFACjJN63jDaRvnfJ9XipJo34ow/s1600-h/tablo3.JPG"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS_XEVi81GWVYTdfJxO7dQzWOxli4Q9E7h3YQQtFy_tYc6vrejliipAOAoGiQMYhXPm-dm8B8NRoJTWo61rNulsGAe1mG3HuFaAyCAmHGBfCyt906SdFACjJN63jDaRvnfJ9XipJo34ow/s320/tablo3.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5250212204770076690" border="0" /></a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-74126266475256150532008-09-03T00:33:00.000-07:002008-09-03T00:35:56.641-07:00CMOS Sensor<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9oc5savjTWt6FCdMGMNA5y4GhWhmydAubmyMpN-TS_t0QpPhwDAsleqIU9ANyv1qLzRhhMA85-aLnnhj0HkulFNryEqn-LQ4iQJRQ7sosgrvj5rtwH7OHxLrXIn2OcAIfCepqbrysNpM/s1600-h/cmos.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9oc5savjTWt6FCdMGMNA5y4GhWhmydAubmyMpN-TS_t0QpPhwDAsleqIU9ANyv1qLzRhhMA85-aLnnhj0HkulFNryEqn-LQ4iQJRQ7sosgrvj5rtwH7OHxLrXIn2OcAIfCepqbrysNpM/s400/cmos.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5241695487722532530" /></a><div style="text-align: justify;">CMOS (Complementary Metal Oxide Semiconductor; Bütünleyici Metal Oksit Yarıiletken), bir tümleşik devre üretim teknolojisidir.<br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">N-tipi ve P-tipi olarak adlandırılan NMOS ve PMOS transistorların aynı tümdevre üzerinde gerçeklenmesine olanak tanır. Genel olarak günümüzde kullanılan sayısal (dijital) devrelerin neredeyse tamamı (örneğin mikroişlemciler) CMOS teknolojisi ile üretilir. Bu teknolojinin yaygın olarak kullanılmasının nedeni, bu teknolojinin birim silisyum alanda en fazla transistor gerçeklenmesini olanaklı kılması, gerçeklenen devre açık durumda fakat işlem yapmazken neredeyse güç tüketmemesi gibi önemli özelliklerdir. Böylece elektronik endüstrisinin temel taleplerinden olan düşük maliyet ve düşük güç tüketimi (uzun pil ömrü) sağlanmış olur.<br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-64919703515911743982008-09-03T00:19:00.000-07:002008-09-03T00:31:22.181-07:00CCD Sensor<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgfvIfgPpjjoV4g8_FM3nlMfMiiuJpkb8Avi_Nn6Jd_QJahUSA1ykSBjUqpkem6RFrbekyxo93V3Gq7FIUjIbGR32qNHmW3OSwLdp72phGGXp8wO9XoFIYo4sIeTBRXxkqY8eGBLwvbMA/s1600-h/ccd.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgfvIfgPpjjoV4g8_FM3nlMfMiiuJpkb8Avi_Nn6Jd_QJahUSA1ykSBjUqpkem6RFrbekyxo93V3Gq7FIUjIbGR32qNHmW3OSwLdp72phGGXp8wO9XoFIYo4sIeTBRXxkqY8eGBLwvbMA/s400/ccd.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5241694194632223890" /></a><div style="text-align: justify;">CCD-algılayıcı veya CCD-çip olarak da adlandırılır. Yüklenme iliştrilimiş araç (İngilizce; Charge Coupled Device).<br /></div><div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Dijital fotoğraf makinelerinin ve video kameralarda ışığa duyarlı yüzey olarak iş görürler. Bir tabakanın üstüne dizilmiş ışığa duyarlı foto diyotlardan oluşurlar. Bunlar, düşen ışığı elektrik gerilimine çevirirler. Ne kadar aydınlık olursa ışık hücresinde (fotosel) biriken gerilim de o kadar yüksek olur. Matrix gerilim, bir analog-dijital (A/D) çevirici ve işlemci vasıtası ile resime çevrilir.<br /></div><div style="text-align: justify;">CCD algılayıcılar ışığa karşı, CMOS algılayıcılardan daha duyarlıdırlar ve ürettikleri görüntüler daha niteliklidir. Buna karşılık daha pahalıdırlar ve daha fazla güç harcarlar.<br /></div></div><br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(153, 51, 0);"><span class="Apple-style-span" style="font-size:large;"><span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;">CCD’nin artıları ve eksileri</span></span></span></span><br /><br /><div><span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;"><span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 153);">Artıları</span></span></span><br /><li>Piksel başına toplanan yükle gelen foton akısı arasında doğrusal ilişki olması.</li><li> 65565 elektrona kadar yük biriktirme kapasitesi (full well capacity) ile büyük bir dinamik aralığa sahip olması.</li><li>Bir çok modern inceltilmiş/arkadan aydınlatmalı alette %100’e varan çok yüksek bir kuantum etkinliğine ulaşılabilmesi.</li><li> Verinin alınır alınmaz doğrudan bilgisayar yardımıyla işlenebilmesi.</li><li> Uzun zaman aralıkları boyunca ışık toplayabilmesi.</li><li> Yonga-üzeri satır/sütun birleştirme (on-chip binning) yoluyla CCD üzerinde sinyal işlenebilmesi.</li><li> CCD’nin Sıvı Azot sıcaklıklarına kadar (77 K) soğutulmasıyla ısısal gürültünün çoğunun yokedilebilmesi. Ayrıca, CCD’lerin doğrusal (ve sayısal) olması nedeniyle bir çok pozun Poisson gürültüsünü azaltmak amacıyla birleştirilebilmesi.</li><div><li>Özelliklerinin `ideal’ algılayıcıya çok yakın olması.</li></div><br /><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 153); font-style: italic; font-weight: bold;">Eksileri</span><br /><li>Oldukça pahalı olması. Bilimsel amaçlı 1K x 1K boyutlarında küçük bir CCD için bile 10,000 $.</li><li>Aynı türden her CCD’nin genel özellikler bakımından benzer ama eşdeğer olmaması.</li><li>Kuantum etkinliği, yonga kalitesi ve diğer bozuklukların aletten alete değişmesi.</li><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-7587509288451205562008-09-02T23:55:00.000-07:002008-09-03T00:32:31.629-07:00Teleconverter Nedir ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDDjS9u8e7VLOL6MCDcEE-pmxfitvvbnqCcrycStD-pIoGFn39muBAzsP6XLwk-5zoIup9uaLGRfOTYft66oewS_Pe4fZRNS26_FvMevL98Z4Cl21NzdjFKzxo8j0IOyv6FsLnbAkuOSI/s1600-h/2xtelekonverter.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDDjS9u8e7VLOL6MCDcEE-pmxfitvvbnqCcrycStD-pIoGFn39muBAzsP6XLwk-5zoIup9uaLGRfOTYft66oewS_Pe4fZRNS26_FvMevL98Z4Cl21NzdjFKzxo8j0IOyv6FsLnbAkuOSI/s400/2xtelekonverter.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5241690473255868850" /></a><div style="text-align: justify;">Tele converter objektif ile makine arasına takılan bir aparattır elinizde bulunan aparatta belirtilen “x” değerine göre objektifinizin değerini arttırır. objektifinize yansıyan orta bölgeyi büyütmeye yarayan bir parçadır. bir nevi close-up lens gibi çalışır.<br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Örnek vermek gerekirse x2 br teleconverter görüntünün ortasında 12x18mm lik bir parçayı 24x36mm lik bir boyuta getirir. teleconverter ışığın yoğunluğunu biraz azaltır. film hızınızla (ISO) bu dengelemeyi rahatlıkla sağlayabilirsiniz.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Yan sanayi olarak 2x ve 4x değerlerlerine sahip teleconverter bulabilirsiniz. Canon Eos modelleri için 1.2x ve 1.4x ürünlerini çıkarmıştır.</div><div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Büyük F değerli objektiflerde kullandığınız makineye göre sapıtmalar olabilir. F5.6 değerinden sonra AF'da sorun yaşanmaktadır. Elle netleme yapmanızda fayda olduğunu söylemek gerekir.<br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div><br /><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBA94SsaJckJhaKzqK3nn5Rbvv0qH6l96Wo8UxxzLGCoa0T-83cs8ZFEp-S5ZOLA5XtE8QlTTw6m61D59fiY9ZOPoA0BpMBwAtHYYQHg9FHuvLCc8FJ4B_6RbjKqKoD7FnfvrEsXMRZ_c/s400/250px-Viewfinder-SLR-300mm.swn.jpg" style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5241690015025269986" /><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWitzHo0egC6cEUZVsYWTMvCPc1QiHUG6vhQDtsWX_uofoq6J-xu59APhX94hQdrorowwx81bYNCktPsh7xNShMU-gzs3DEu35qc1vq62jWMso6X2thQ1jIXBcteltSREAt8kPVZP1GbE/s400/250px-Viewfinder-SLR-300mm-2xTeleconv.swn.jpg" style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5241690147203770994" /><div style="text-align: center;">Yukarıda 2x converter kullanımının örneğini görüyorsunuz.</div></div></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-10480683765400966562008-04-02T05:57:00.000-07:002008-04-02T06:08:22.181-07:00HDR Fotoğraf Çekimi<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXlQlVaaDzkt17dOXzgJiQiK6W8GO6jugN9VSG0ygArDoWA_8ld5DE8BGjGC-AZ1WO642tg-Vmq2iovqvoZyTa0yswtdN3J08OpdGlc_MhWB_SswybBEK2W5V6tTLj1-_hyphenhyphen9nxRzm7yvo/s1600-h/hdr1jpg.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXlQlVaaDzkt17dOXzgJiQiK6W8GO6jugN9VSG0ygArDoWA_8ld5DE8BGjGC-AZ1WO642tg-Vmq2iovqvoZyTa0yswtdN3J08OpdGlc_MhWB_SswybBEK2W5V6tTLj1-_hyphenhyphen9nxRzm7yvo/s400/hdr1jpg.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5184632174023834194" border="0" /></a><br /><div style="text-align: justify;"><span style="color: rgb(153, 51, 0);">HDR</span> (<span style="color: rgb(0, 0, 153);">high dynamic range</span>) fotoğraflar oluşturmak için özel makinalara ve pahalı aksesuarlara ihtiyacınız yoktur. Her türlü dijital fotoğraf makinası bu işlem için uygundur.<br /><br />HDR tekniğindeki <span style="color: rgb(102, 102, 102);">temel mantık </span>, fotoğraftaki çok koyu ve çok açık alanlar arasında bir denge yakalamaktır. Örneğin arka fonda güneş varken bir çiçek fotoğrafa alınmak istendiğinde ya güneş çok parlak çıkar ya da çiçek simsiyah silüet şeklinde görünür. HDR tekniğiyle güneşi ve çiçeği bu konumdayken bile normal görüntüleriyle pozlamak mümkündür.<br /><br />HDR için fotoğraf makinasına ve makinanın sabitleneceği bir zemine ya da <span style="color: rgb(153, 0, 0);">tripota (üç ayak)</span> ihtiyaç vardır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu fotoğraftaki alanın hareketsiz olmasıdır. Rüzgarda salınan ağaçlar ve ya insanlar gibi hareketli nesneler bulunmamalı ve ard arda çekeceğimiz fotoğraflarda titreme ve kayma olmamalıdır. Tek konuyu en az 3 farklı pozlamada çekmemiz gerekmektedir. Bunlar -<span style="color: rgb(153, 0, 0);">2Ev 0Ev +2Ev</span> olabilir. Bu tür pozlamaları göstermeyen makinalarda aynı pozu , pozlama süresini kısaltarak ve ya uzatarak , çok koyu orta koyulukta ve çok parlak olarak pozlamalıyız. Bu pozlamalardan sonra oluşan tüm fotoğraf dosylarını jpeg ya da tiff formatında kaydetmeli ve bilgisayara göndermeliyiz. <span style="color: rgb(0, 0, 153);">Photoshop CS2</span> ve ya <span style="color: rgb(0, 0, 153);">Photomatix Pro</span> gibi bir programda HDR Merge seçeneğiyle birleştirdiğimiz fotoğraflarda parlaklık değerlerini ayarladıktan sonra hemen hemen tüm işlemleri bitirmiş oluyoruz.<br /><br /><br />Photoshop CS2 de f<span style="color: rgb(204, 102, 0);">ile - automate - merge to hdr</span> sekmesinde<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRueLpCdrXCuNJtHMi0QVJT3IwzcSH7q0mHz4aarDfqbgIYWofxMyEIBlz1VUrNktPJcTuaC3DLPkP4nvW3WAGfcvPjnQ4a_zxFgm_yIY_nm_MTb95xjd0wE5rNsOaTM9wWWvrK9aOEJs/s1600-h/hdr2.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRueLpCdrXCuNJtHMi0QVJT3IwzcSH7q0mHz4aarDfqbgIYWofxMyEIBlz1VUrNktPJcTuaC3DLPkP4nvW3WAGfcvPjnQ4a_zxFgm_yIY_nm_MTb95xjd0wE5rNsOaTM9wWWvrK9aOEJs/s400/hdr2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5184632642175269490" border="0" /></a> çektiğimiz pozları seçip <span style="color: rgb(153, 51, 0);">Attemp to Automatically Aling Source Image</span> seçeneğini seçerek pozlardaki milimetrik kaymaları da bilgisayarın düzeltmesini sağladıktan sonra OK tuşuna basarak adımları takip edebiliriz. Oluşturulan ilk imaj dosyası 50 - 140 Mb büyüklüğündedir.( çözünürlüğe ve fotoğraf sayısına göre değişir) . Oluşturulan imaj dosyası fotoğraf makinanızın tek çekimde elde ettiği fotoğraf kalitesinden defalarca kat daha yüksektir.<br /><br />HDR fotoğrafların en güzel yanlarından biri budur. 32 bitlik bu imaj dosyasını baskı almayacaksak 8 bit e indirerek işlemlere devam etmemiz daha yararlı olacaktır.<br /><br />Çeşitli hesaplamalar bittiğinde Photoshop 8 bit e dönüştüreceği imaj dosyası için bir kez daha poz düzeltme seçeneği sunar . Local Adaptation seçeneği altında pozun koyu , açık ve orta koyuluktaki alanlarının birbirinden bağımsız olarak parlaklığıklığını ayarlayabiliriz ki HDR fotoğrafın temelinde bu yatar. Daha sonra çeşitli photoshop teknikleriyle fotoğrafınızı düzeltebilirsiniz. HDR fotoğraflarda normalde hareketli nesnelerin bulunmaması gerekir ancak bazı fotoğraf işleme teknikleriyle hareketli nesneler de fotoğraflara dahil edilebilir. Bunun için iyi bir fotoğraf makinasına, fotoğraf işleme programına ve bu programı kullanma yeteneğine ihtiyacınız olacaktır.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrEGQrmutL6zC35kaNEcTyWE3VehE4kAQMNls1GL822IAawHeGUFsb3RT7yShx6PSHq-QMuinOS1sIosQ2yrSqJopTt9acfgO9zAaJQrXnaKNLid8Gx9wfOgRgbiNNceYmGfNhRqahcCg/s1600-h/hdr3.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrEGQrmutL6zC35kaNEcTyWE3VehE4kAQMNls1GL822IAawHeGUFsb3RT7yShx6PSHq-QMuinOS1sIosQ2yrSqJopTt9acfgO9zAaJQrXnaKNLid8Gx9wfOgRgbiNNceYmGfNhRqahcCg/s400/hdr3.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5184632788204157570" border="0" /></a><br />Yazılımlarla bazı fotoğraf makinası filtrelerini simüle edebilir ve çektiğiniz fotoğraflarda kullanabilirsiniz ancak yazılımların da elbette bir limiti vardır. Fotoğrafların çok daha olağanüstü görünmesi için özel makinalara ve özel merceklere ihtiyacınız olabilir. Fakat HDR için olmazsa olmaz donanımlard değillerdir.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIKTwdz9d1dffX8BN4fsuOpLrn8l1x9-9MWkWIcN8-3PPB2QHgvqRNgjDdediWi4awoLb3BinQP8vGu9v2qUJiV9QXbgF7_IlIMF5Od92YsLRAJfHX5Fcf_5rIwKhrdQBjkhntbTO-38c/s1600-h/hdr4.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIKTwdz9d1dffX8BN4fsuOpLrn8l1x9-9MWkWIcN8-3PPB2QHgvqRNgjDdediWi4awoLb3BinQP8vGu9v2qUJiV9QXbgF7_IlIMF5Od92YsLRAJfHX5Fcf_5rIwKhrdQBjkhntbTO-38c/s400/hdr4.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5184633084556901010" border="0" /></a>Sonuç olarak yaratıcılığınıza bağlı olarak çok güzel, bakarken zevk alacağınız fotoğraflar çekebilirsiniz. hem sahada hemde evde yapacağınız bu çalışmalar çok yönlü olarak sizlere keyif vereceğine inanıyorum.<br /><br /><br /><br /><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-85037300598844416202007-09-26T06:36:00.000-07:002007-09-26T06:40:35.517-07:00Fotoğraf Çekmenin Püf Noktaları<div style="text-align: justify;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghtjjRcV5Z4uPFYc9-68iR412GO9ND1HayCRZstGo8CzoAjaBxyJBWPyk9wHqyCfhQwpxwqcAaYYMI1vc62i2gTmvzLvaJ4QIa0zmRw2N3hc_v6fwmiV-bVBK-xVbrZsWeSqGCQzk7M-I/s1600-h/55797.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 135px; height: 100px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghtjjRcV5Z4uPFYc9-68iR412GO9ND1HayCRZstGo8CzoAjaBxyJBWPyk9wHqyCfhQwpxwqcAaYYMI1vc62i2gTmvzLvaJ4QIa0zmRw2N3hc_v6fwmiV-bVBK-xVbrZsWeSqGCQzk7M-I/s400/55797.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5114506936516505554" border="0" /></a><span style="font-weight: bold;">FOTOĞRAFINI ÇEKTİĞİNİZ KİŞİNİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKIN</span><br />Gerçek yaşamda olduğu gibi, fotoğraf çekerken kişinin gözünün içine bakmak arada bir bağ oluşturur. Birinin fotoğrafını çekerken makineyi kişinin göz seviyesinde tutun. Çocuklar söz konusuysa, bu onların boyuna inmeniz gerekiyor demektir. Çektiğiniz kişinin her zaman makineye bakması gerekmez. Tek başına göz seviyesi açısı sizi resmin içine çeken kişisel ve davetkar bir duygu yaratır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SADE BİR ARKA PLAN KULLANIN</span><br />Sade bir arka plan fotoğrafını çektiğiniz objenin daha iyi görüntülenmesini sağlar. Makinenizin vizöründen bakarken çektiğiniz objenin çevresini inceleyin. En sevdiğiniz yeğeninizin kafasından çıkan antenler, kulaklarından sarkan arabalar olmaması için özen gösterin.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">DIŞ MEKANDA FLAŞ KULLANIN</span><br />Parlak gün ışığı yüzde istenmeyen derin gölgeler oluşturabilir. Yüzü aydınlatmak için flaş kullanarak gölgeleri yok edin. Güneşli havalarda insan resmi çekerken flaşınızı açmayı unutmayın. Dolgu flaşı (fill-flash) modunu ya da tam flaş (full-flash) modunu seçebilirsiniz. Fotoğrafını çektiğiniz kişi en fazla 1,5 metre uzaklıktaysa dolgu flaşı, daha uzaktaysa tam flaş modu gerekebilir. Dijital bir fotoğraf makinesiyle sonuçları incelemek için fotoğraf görüntüleme panelini (LCD ekran) kullanın.<br /><br />Bulutlu günlerde varsa sürekli flaş modunu seçin. Flaş insanların yüzünü aydınlatır ve yüz hatlarının öne çıkmasını sağlar. Bulutlu günlerin hafif ışığı bazen hoş sonuçlar verebildiğinden, flaşsız olarak da fotoğraf çekmeyi deneyin.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">DAHA YAKINA GİDİN</span><br />Fotoğrafını çektiğiniz nesne arabadan daha küçük bir objeyse, deklanşöre basmadan bir, iki adım yaklaşıp zoom kullanın. Amacınız fotoğraf karesini fotoğrafını çektiğiniz objeyle doldurmak olmalı. Yakın çekimle, kalkmış bir kaş ya da serpiştirilmiş çiller gibi anlam katacak ifadeler yakalayabilirsiniz.<br /><br />Ancak fazla yakına giderseniz fotoğrafınız bulanıklaşır. Çoğu fotoğraf makinesinin en yakın odak mesafesi yaklaşık 90 cm ya da makinenizden bir adım uzaklıktadır. Fotoğraf makinenizin en yakın odak mesafesinden (emin olmak için makinenizin kullanım kılavuzuna bakın) daha yakına giderseniz fotoğraf bulanık çıkar.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">FOTOĞRAFINI ÇEKTİĞİNİZ OBJEYİ TAM ORTALAMAYIN</span><br />Sahnenin tam ortası, gösteri yapan kişi için bulunmaz bir yerdir. Ancak, fotoğraf karenizin tam ortası için aynı şeyi söylemek doğru değil. Çektiğiniz nesneyi fotoğraf karesinin tam ortasından hafif yana kaydırarak, fotoğrafınıza hayat verin. Vizörünüzde karelerden oluşan bir oyun tahtası olduğunu varsayın. Şimdi fotoğrafını çektiğiniz nesneyi tahtadaki karelerden birine yerleştirin.<br /><br />Otomatik odaklı bir fotoğraf makineniz varsa, bu tür makinelerin çoğu vizörün ortasında bulunan nesneye odaklanacağından, odağı kilitlemeniz gerekir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">ODAĞI KİLİTLEYİN</span><br />Çektiğiniz obje, fotoğrafın tam ortasında değilse net bir fotoğraf elde edebilmek için odağı kilitlemeniz gerekir. Otomatik odaklı fotoğraf makinelerinin çoğu fotoğrafın merkezinde ne varsa ona odaklanır. Ancak fotoğraf kalitesini artırmak için çoğu zaman çektiğiniz nesneyi tam ortadan hafif yana kaydırmanız gerekir. Bulanık bir fotoğraf çekmek istemiyorsanız, önce çektiğiniz nesne tam ortadayken odağı kilitlemeli, ardından da nesne ortadan yana kayacak şekilde kompozisyonu değiştirmelisiniz.<br /><br />Odağı genellikle üç adımda kilitleyebilirsiniz. Önce, nesneyi tam ortaya yerleştirin ve deklanşörü yarım basılı halde tutun. İkinci olarak, deklanşör hala yarım basılı halde makinenizi oynatarak nesneyi ortadan yana kaydırın. Üçüncü ve son olarak, fotoğrafı çekmek için deklanşöre tam olarak basın.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">FLAŞINIZIN ETKİ MESAFESİNİ ÖĞRENİN</span><br />Flaş kullanılırken yapılan en yaygın hata flaşın etki mesafesi dışındaki nesneleri çekmektir. Bu neden yanlış? Flaş etki mesafesinin uzağından çekilen fotoğraflar karanlık olacağı için bu yanlıştır. Birçok fotoğraf makinesinde maksimum flaş etki mesafesi 4,5 metreden (yaklaşık 5 adım) daha kısadır.<br /><br />Sizin makinenizin flaş etki mesafesi nedir? Makinenizin kullanım kılavuzuna bakın. Bulamadınız mı? O zaman işi şansa bırakmayın. Çekeceğiniz nesneden 3 metreden daha fazla uzaklaşmayın.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">IŞIĞA DİKKAT EDİN</span><br />Fotoğrafını çektiğiniz nesneden sonra fotoğrafın en önemli öğesi ışıktır. Işık çektiğiniz fotoğraftaki her şeyin görünümünü etkiler. Anneannenizi çekerken, yandan vuran parlak gün ışığı kırışıklıkları belirginleştirir. Oysa bulutlu bir günün loş ışığı aynı kırışıklıkları gizler.<br /><br />Çektiğiniz nesne üzerine fazla ışık düşmesini istemiyor musunuz? O halde ya kendiniz yer değiştirin ya da çektiğiniz nesnenin yerini değiştirin. Manzara fotoğrafı çekerken, ışığın kavuniçine çaldığı ve tüm arazi boyunca uzanıp gittiği sabahın erken ya da akşamın geç saatlerini deneyin.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">BİRKAÇ DİKEY RESİM ÇEKİN</span><br />Fotoğraf makineniz dikey duramıyor mu? Dikey fotoğraf çekmek için yana doğru hiç yatırmadıysanız elbette duramaz. Dikey bir fotoğrafta her tür nesne daha iyi görünür. Sarp kayalar üzerindeki bir fenerden Eiffel Kulesine, bebek havuzunda zıplayıp duran 4 yaşındaki yeğeninize kadar her şey. O halde bundan sonraki denemenizde fotoğraf makinenizi yana yatırıp dikey bir iki resim çekmeye özen gösterin.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">YÖNETMEN GİBİ DÜŞÜNÜN</span><br />Fotoğraf çekerken denetim sizde olsun; fotoğrafların kalitesinin ne kadar arttığını siz de görün. Yalnızca bir fotoğrafçı gibi değil bir film yönetmeni gibi hareket edin. Film yönetmeni her şeyi kontrolünde tutan kişidir. Yer seçimini yönetmen yapar: “Herkes arka bahçeye çıksın.” Aksesuarları yönetmen seçer: “Kızlar, pembe gözlüklerinizi takın.” İnsanları yönetmen organize eder: “Şimdi biraz daha yaklaş ve kameraya doğru eğil.”<br /><br /><span style="font-size:85%;"><span style="font-style: italic; color: rgb(102, 102, 102);">Kaynak: wwwtr.kodak.com.tr</span></span></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-45204431274897585762007-07-21T18:31:00.000-07:002007-07-21T18:32:09.007-07:00Konu fark etmezAğacın altına konmuş birkaç boş çay bardağının fotoğrafını çekmek neden Ayasofya'yı görüntülemekten daha fazla zevk versin diye sormak kesinlikle saçma olmaz. Benim cevabım ise oldukça basit bir neden: an'lık farklılıkları yakalama istediği. İlkinde aslında fotoğraflanacak bir şey yok gibi gelse de, kendine has görsel ve kültürel pek çok malzeme bir arada bulunmakta, bunu fark edip kendi görüşünüzü katarak o anın bir görüntüsünü elde etmek sonuçta oldukça heyecan verici bir duygu.Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-73367202541749982432007-07-21T18:30:00.000-07:002007-07-21T18:32:30.485-07:00Bakış açısı<div style="text-align: justify;">İyi bir bakış elde etmenin en kolay yolu her zaman konuyu önce kafamızda canlandırarak, gerekenden fazlasını katmadan etkiyi de eksik bırakmadan olmasını istediğimiz fotoğrafı çekmeye uğraşmaktır. Özellikle başlangıçta her zaman aklınızda canlandırdığımız görüntüyü elde edemeyebilirsiniz ancak konuyu ayırt etmeye başladığınız andan itibaren kendinize özgü bakışınızı kazanmaya da başlarsınız. Bu bakış sizin seçiminizdir, sizin görüşünüzdür, fotoğraf kadrajınızdır.<br /><br />Kısaca bu artık sizin fotoğraf bakışınızdır. Aynı konu ile ilgi her bir fotoğrafçının kendine has bakışı, farklı bir anlatımı, farklı bir yaklaşımı vardır. Bu nedenle başta fotoğrafçılıkta isim yapmış üstadların olmak üzere mümkün olduğunca çok fotoğraf incelemenin ve benzerlerini çekmeye çalışmanın da bu bakışı yakalamayı öğrenmek yolunda oldukça faydası vardır. Beğendiğiniz fotoğrafların benzerlerini çekmeye çalışın ve kendi üslubunuzu katarak kendi bakışınızı ortaya koyun. Çalışmaya başladıktan sonra kendinizdeki ilerlemeyi fark edeceksiniz.<br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-73896773034692000362007-07-21T18:28:00.000-07:002007-07-21T18:29:53.638-07:00Fotoğraf Çekerken<div style="text-align: justify;">Fotoğraflarınızı çekerken unutmamanız gereken bir konu da kadrajınızın sınırlarıdır. O sınırlardan içeriye beklenmedik umulmadık konular girebilir, bunu çekim sırasında fark edemezsiniz. Baskınızı aldığınızda sağda solda yarım kesilmiş bazı görüntülerin varlığı sizi mutsuz eder. Bunun olmaması için kadrajınızı etrafı istenmeyen konulardan uzak kalacak şekilde ayarlayın. Hiçbir şeyin girmeyeceğinden emin olun, özellikle çalışma aşamasının başında iseniz ve çekeceğiniz konuda vaktiniz yeterli ise kadrajınızın kenarlarını birkaç kez kontrol edin.</div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-18225067797897072142007-07-20T05:14:00.000-07:002007-07-20T05:16:34.374-07:00Işık Kelvin Değerleri1500 k - Mum ışığı<br />2680 k - 40 W ampul<br />3000 k - 200 W ampul<br />3200 k - güneş doğusu ve batışı<br />3400 k - Tungsten lamba<br />3400 k - gün batımı ve doğusundan 1 saat öncesi<br />5000-4500 k - Xenon lamba<br />5500 k - Öğle vakti güneşli gün<br />5500-5600 k - Flaş<br />6500-7500 k - Açık, parlak gökyüzü<br />9000-12000 k - Mavi gökyüzüArman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-31029330735319918632007-07-20T02:11:00.000-07:002007-07-20T05:13:05.333-07:00Fotoğraf Makinası Nasıl Tutulur?<div style="text-align: justify;">Fotoğraf makinasını aldıktan sonra ilk işimiz onun taşınması ve nasıl tutulması gerektiğini öğrenmeliyiz. Öncelikle iyi bir çanta alınmalı. Çantanın nasıl olması gerektiği yardımcı araçlar bölümünde açıklanacaktır. Burada çekim süresince 35mm SLR fotograf makinasının nasıl taşınması ve nasıl tutulması üzerinde duracağız.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4uKr7AX7yYjFNTPmToSQZnGdJMjxbhxeqGKJNqBJ7RVE6tES9sP2WI_3JlhnZAQam8Jl54AnGh7jTjQnZYQd2siS2qayHYy1bqlyJ-QS_JA6gvr6tbRbl7HbUqnVZx6gj8l7byL4EWp0/s1600-h/yatay.gif"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4uKr7AX7yYjFNTPmToSQZnGdJMjxbhxeqGKJNqBJ7RVE6tES9sP2WI_3JlhnZAQam8Jl54AnGh7jTjQnZYQd2siS2qayHYy1bqlyJ-QS_JA6gvr6tbRbl7HbUqnVZx6gj8l7byL4EWp0/s400/yatay.gif" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5089205917023279490" border="0" /></a>Fotograf makinası boyuna asılı olarak göbek seviyesinde taşınmalıdır. Burada durması makinanın sağa sola çarpmasını engeldiği gibi çok kısa sürede çekim pozisyonu almayıda kolaylaştıracaktır. Ellerin boş olması doğa'da ihtiyacınız olan dengeyi sağlayacaktır.<br /></div><br /><br /><br /><br /><br /><div style="text-align: justify;">Çekim anında öncelikle sol el avuç içi yukarı bakacak ve öne<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicux6qrhmPlUBha4TFp9pJ-retUs1Yn4I923KdrknLsX221YqSbrPqOjRaUKrscoEj8AVdG2mb9V9Los-PRlmSGpF4SMo9NGVXa_xn364dDUQDNv7XnUQ7P3To_Fc4B8VTzReXRbSzmO4/s1600-h/dik.gif"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicux6qrhmPlUBha4TFp9pJ-retUs1Yn4I923KdrknLsX221YqSbrPqOjRaUKrscoEj8AVdG2mb9V9Los-PRlmSGpF4SMo9NGVXa_xn364dDUQDNv7XnUQ7P3To_Fc4B8VTzReXRbSzmO4/s400/dik.gif" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5089206256325695890" border="0" /></a> doğru açılırarak makina denge noktası avuç içine tam oturtulmalıdır. Parmakları çok sıkmadan hafif bir şekilde kavramalı. Sağ elimizlede makinanın sağ tarafını kavradıktan sonra çekeceğimiz konuya doğru yönlenmeliyiz. Bakaç sağ gözümüze iyice yaklaştırılmalı ve iyi bir kompozisyon seçmeliyiz. Kompozisyon seçiminden önce en azından bir kolumuzu gövdemize yapıştırmalıyız. Böylece sallanma riskini enaza indirdikten sonra bir kontrolle beraber nefesimizi tutup deklanşöre basmalıyız.<br /><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeLNuCTNuIZtM-ZiUn5frOatkXILyUyZgqap85f4D5KaYw8jE1EBDpoagmDCRjcml81yeRVVOmeHrCtd0HKn807HoT8pJMCRbm4Lcxkcg6BUVDWD65zvT0M1OWOrzFdw52K773J7FRPcA/s1600-h/ayak.gif"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeLNuCTNuIZtM-ZiUn5frOatkXILyUyZgqap85f4D5KaYw8jE1EBDpoagmDCRjcml81yeRVVOmeHrCtd0HKn807HoT8pJMCRbm4Lcxkcg6BUVDWD65zvT0M1OWOrzFdw52K773J7FRPcA/s400/ayak.gif" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5089206625692883362" border="0" /></a>Sehpa kullanmadan elde yapılan çekimlerde en düşük perde hızı hesabını unutmayın. Örnek verecek olursak 50mm odak uzaklığı olan objektif için en düşük perde hızı odak uzaklığının 1'e bölümünden elde edilecek enstantane değeri 1/50 olacaktır. En düşük perde hızı 1/50 değeri olmadığı için buna en yakın ve büyük değer olan 1/60 ve üzeri olmalıdır. 100mm odak uzaklığı olan objektif için 1/100'e yakın ve büyük perde hızı yani enstantane 1/125 olmalıdır.<br />Işığın yeterli olmadığı veya sehpamızın olmadığı durumlarda her zaman geçerli olmayacak çözümler arasında bir yere yaslanmak, oturarak veya makinayı sabit bir şeyin üstüne koyarak çekimi gerçekleştirebiliriz. Bunların yanında hızlı filmler kullanarak yüksek enstantane değerlerine de ulaşabiliriz. Bu durumu sonucunda grenlerin büyüklüğü bizi rahatsız edebilir.</div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-90276950574116498612007-07-11T05:12:00.000-07:002007-07-20T07:12:29.540-07:00Makro Fotoğraf çekerken<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4XRN24f4i7uRXA76FPkjDohkuOcjq1TbvUHUv7T1_EhAB9NdVEazUR4BTZ2KBZ0Du7a0gzjhKLtBHzjE7F44KPbQLdk4bkwJd_WlmfsFeFBEVSVXdPUVGFobcGFDBJEv9fe8ogMMSrWs/s1600-h/macroo.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4XRN24f4i7uRXA76FPkjDohkuOcjq1TbvUHUv7T1_EhAB9NdVEazUR4BTZ2KBZ0Du7a0gzjhKLtBHzjE7F44KPbQLdk4bkwJd_WlmfsFeFBEVSVXdPUVGFobcGFDBJEv9fe8ogMMSrWs/s400/macroo.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5085911988649942290" border="0" /></a><br /><div style="text-align: justify;"><span class="detayyazi">Bu tip çekimlerde öncelikle ekipmanınızın tam olması gerekir. Objektif, uzatma tüpü, körük ya da benzeri ekipmanlardan biri eksikse istediğiniz kareleri yakalama şansınız düşük olur. </span><br /><span class="detayyazi">Ayrıca çekim yapılacak ortama uygun aksesuarları da kullanmanız gerekir. Örneğin kapalı bir mekanda makro çalışması yapacaksanız halka flaşınızın olması gerekir. Çünkü kapalı mekanlarda ışık yetersiz olur ve makro fotoğrafçılığında en çok ihtiyaç duyacağınız şey ışıktır. </span><br /><span class="detayyazi"></span><br /><span class="detayyazi">Üçüncü ihtiyacınız olan şey ise ‘sabır’dır. Her ne kadar fotoğrafçılığın hemen hemen bütün dallarında çalışan fotoğrafçılar için sabırlı olmak en önemli özelliklerden biri olsa da makro fotoğrafçılığında bu iki kat daha önemlidir. Çünkü zaman zaman saatlerce bir konunun istediğiniz açı ya da ışığa gelmesini bekleyebilirsiniz. Ya da istediğiniz ışık geldiğinde konu yerinde olmayabilir. Özellikle böcek vb. küçük hayvanları fotoğraflarken sabırlı olmak gerekir. Çünkü bu hayvanları istediğiniz gibi (canlı olanlarını) yönlendirmeniz mümkün olmayabilir. </span><br /><span class="detayyazi"></span><br /><span class="detayyazi">Son olarak dikkat edilmesi gereken konu makro fotoğrafların bol ışıklı ortamları sevdiğidir. Teknolojileri ve çekim teknikleri sebebiyle yeteri kadar ışık kullanılamayan makro fotoğrafçılığında bol ışıklı ortamlar tercih edilmelidir. Düşük aydınlatmalı mekanlarda hem uzun süreli pozlama yapılmak zorunda kalınır hem de alan derinliği çok düşük olur. Ki ikisi de istenen şeyler değildir. Bu yüzden ya açıkhavada güneşli ya da bol ışıklı günlerde çekim yapın. Ya da yanınızda kendi ışık kaynağınızı (mesela halka flaş) taşıyın. <p>Konuyu toparlayıp bu makalemize bir nokta koymak gerekirse; Fotoğrafçılığın en zevkli bölümlerinden biri olan makro fotoğraf bir dizi özel ekipmanla yapılan, yorucu, sabır gerektiren ama bir o kadar da eğlenceli bir çalışmadır. İster özel bir makineniz olsun isterseniz çeşitili aksesuarlarla onu makro fotoğraf çeker hale getirin, elde ettiğiniz sonuçlar bazen sizi ve çevrenizdekileri bile şaşırtacak kadar değişik olabilir.</p><p>Yazan : Özgür Çetin<br /></p></span></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-17166024082825336772007-07-05T01:34:00.000-07:002007-07-05T01:38:32.373-07:00Kar ve Buz<p class="MsoBodyText" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;">Kar fotoğrafları hem genel, hem de ayrıntı verecek şekilde çekilebilir. Özellikle form (biçim) üzerine dayanan görüntüler oluşturulabilir. Karla kaplı bir yüzeyde yalnızca objelerin öne çıktığı ve başka bir lekenin olmadığı, sadelik kriterine uygun fotoğraflar daha çok çekilir. Donmuş su taneleri gibi ayrıntılar üzerine yoğunlaşmak da çok ilginç sonuçlar verebilir. Makro bir objektifle kar ya da buz dokusuna iyice yaklaşarak çok etkileyici sonuçlar elde edebilirsiniz. Ama bunları yaparken kendi gölgenizin konu üzerine düşmemesine de dikkat edin. Sis fotoğrafları ise ancak genel bir görüntüde kendini gösterecektir. Bu nedenle, eğer sisin içindeyseniz geniş açılı bir objektif, sisi uzaktan görüyorsanız uzun odaklı bir objektifle konuya yaklaşmak doğru olacaktır. Sis için yakın plan fotoğrafı söz konusu değildir.<o:p></o:p></span></p><div style="text-align: justify;"> </div><p class="MsoBodyText" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;"><o:p> </o:p></span></p><div style="text-align: justify;"> <span style="font-family:Arial;">Gölgede kar fotoğrafı çekerken renklerin ciddi biçimde maviye kaydığı görülür. Bu durumu düzeltmek için de gölgenin koyuluğuna bağlı olarak 81 serisinden “soğan kabuğu rengi” bir filtre kullanmanızı öneririm. Hafif bir gölge için 81A yeterlidir. Daha koyu gölgeler için 81B ya da 81C uygun olabilir.<br /></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvqhmSxk3kpBgtLQHf-SdoZGzfhm2QZcVvUzDkZ_0va_dmrhUXe5-OGfjQ6lupFG4-qK5VHxt1ApGj0rvYYsmZ573D731gRk38AUaSoheZIH5KLJgswtBngRnkFiQDZTGKp1wOJPrpHEc/s1600-h/camkar.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvqhmSxk3kpBgtLQHf-SdoZGzfhm2QZcVvUzDkZ_0va_dmrhUXe5-OGfjQ6lupFG4-qK5VHxt1ApGj0rvYYsmZ573D731gRk38AUaSoheZIH5KLJgswtBngRnkFiQDZTGKp1wOJPrpHEc/s400/camkar.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083629007373688050" border="0" /></a><br /><div style="text-align: center;">Donmuş su damlaları ve kar yüzeyi, yakın plan çekimler için çok uygun konulardır.</div></div><br /><br />Fotoğraf : Hayri ÇalışkanArman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-81247604009990535152007-07-05T01:29:00.000-07:002007-07-05T01:33:02.575-07:00Beyaz Dengesi<p style="text-align: justify;">Film SLR makinalarında (bildiğim kadarıyla) objektifin önüne takılan filtrelerle (ya da çekim yapacağınız ortam için ayarlanmış film kullanarak) ayarlanabilen beyaz dengesi dijital makinalarda artık istediğiniz zaman değiştirilebilir bir parametre halindedir. Çok büyük çoğunluk fotoğraf makinasında 'otomatik', 'gün ışığı', 'gölge', 'tungsten', 'flash', 'ampul ışığı' şeklinde önceden ayarlanmış değerler vardır, siz bulunduğunuz mekana göre bunları ayarlayıp doğru renkleri elde edersiniz. Daha gelişmiş makinalarda "custom" diye bir ayar daha vardır ki, bu ayarı kullanmak için önce o ortamdaki ya beyaz bir nesnenin (duvar, kapı, peçete vs) fotoğrafını çeker, sonra da 'custom' ayarını seçip o fotoğrafı gösterirsiniz.. Böylece makina o ortamda beyazın nasıl göründüğünü anlayıp doğru renk dengesini kurar. Aynı şeyi %18 gri bir yeri çekerek de yapabilirsiniz. Bu 'custom' beyaz dengesi ayarını çok kullanan insanlar bu işi yapmak için bir çok yöntem geliştirmişlerdir, örneğin avucunu hafif kapatarak avuç içinin fotoğrafını çekip bunu referans almak gibi.. </p><p style="text-align: justify;">BU arada beyaz dengesi demişken "Pringles" cipşlerinden bahsetmemek olmaz. Pringles cipşlerini bilmeyen varsa, uzunca bir boru şeklinde kutusu olan , yarı şeffaf beyaz plastik kapağı olan bir patates cipsidir. BIr çok insan bu pringles cipslerinin kapağını alıp beyaz dengesi belirlemek için kullanırlar. O da şu şekilde olur: Kapağı objektifin önüne kapatırsınız (sanki objektif kapağıymış gibi), ışık gelen bir yere tutarak objektif elle fokus ayarındayken bir fotoğraf çekersiniz, sonra o fotoğrafı referans fotoğraf olarak gösterirsiniz. Kullananlar çok başarılı sonuçlar verdiğini söylüyor. Aynı işi yapmak için 100 dolarlık çözümler olduğunu düşününce (Expo disc <a href="http://www.expodisc.com/">http://www.expodisc.com/</a>) denemeye değer diye düşünüyorum :)</p><p style="text-align: justify;">'custom' ayarı dışında Kelvin cinsinden beyaz dengesine 'ince ayar' yapmaya izin veren makinalar da vardır. Yani 'iç mekan' ayarını seçip, eğer beğenmedinizse kendi istediğiniz bir beyaz dengesi ayarını Kelvin cinsinden verebilirsiniz (bir iki paragraf aşağıda detaylı bir Kelvin açıklaması var).</p><p style="text-align: justify;">Eğer çekeceğiniz fotoğrafın renk dengesinden emin olamazsanız, "white balance bracketing" denen ve sizin seçtiğiniz beyaz dengesi değerinin belli sınırlar içinde bir altı ve bir üstü değerde üç fotoğraf çekmenizi sağlayan özelliği olan makinalar da vardır. Siz parmağınızı deklansöre basılı tutarsınız , makina 3 tane fotoğraf çeker, birincisi makina hangi beyaz dengesi ayarındaysa ö, ikincisi daha soğuk renkli hali, ikincisi daha sıcak renkli halı şeklinde... Siz beğendiğinizi tutar beğenmediklerinizi silersiniz.</p><p style="text-align: justify;">Yanlış beyaz dengesini kontrollü kullanırsanız güzel etkiler de elde etmek mümkün olabilir, örneğin gün ışığınde bir objeyi yanlış beyaz dengesinde çekerek (mesela flaş için olan beyaz dengesinde) sanki gece yarısı dolunay ışığında çekilmiş hissi verebilirsiniz. Sizin kontrolünüz altında olduğu sürece hataları da kendi çıkarınıza kullanabilirsiniz yani.</p><p style="text-align: justify;">Öte yandan daha sonra bolca bahsi geçecek olan "RAW" formatında fotoğraf çekerseniz, makinanızın beyaz dengesi ayarının hiç bir önemi yoktur, siz sonradan (hiç bir kalite kaybı olmadan) beyaz dengesi ile istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. </p><p style="text-align: justify;">{Burada bir parantez açıp teknik bir iki bilgi vereyim, merak ettiğim için ben araştirmiştim, ama normalde özellikle merak etmiyorsanız aşağıdakileri bilmenize hiç gerek yok direk olarak 6. maddeye geçebilirsiniz. Beyaz dengesi konusu, hiç bir fikri olmayan ve ne olduğunu anlamayan birisi için bile son derece basit bir işlemdir dijital fotoğraf makinalarında. </p><p style="text-align: justify;">Fotoğraf makinalarında beyaz dengesi , "renk sıcaklığı" olarak "Kelvin" cinsinden veriliyor, "kelvin" , fahrenheit ya da çelcius gibi bir sıcaklık ölçüm birimidir aslında (hani mutlak sıfır = -273 K filan, duymuşsunuzdur mutlaka..). Diyelim ki mavinin değeri 10000 Kelvin işe, bu şu anlama gelir, tamamen siyah bir nesneyi (black body) 10000 kelvine kadar ısıtırsanız bu nesnenin yayacağı ısınlar mavi renkte olur, yanı obje 10000 kelvin'de mavi görünür (pratikte deneyen olmuş müdür bilmem, ama en azından teoride böyle). Aşağıda bir kaç ışık durumu için kelvin değerleri yer alıyor:<br /><br />1500 k Mum ışığı<br />2680 k 40 W ampul<br />3000 k 200 W ampul<br />3200 k güneş doğusu ve batışı<br />3400 k Tungsten lamba<br />3400 k gün batımı ve doğusundan 1 saat öncesi<br />5000-4500 k Xenon lamba<br />5500 k Öğle vakti güneşli gün<br />5500-5600 k Flaş<br />6500-7500 k Açık, parlak gökyüzü<br />9000-12000 k Mavi gökyüzü<br /></p><p style="text-align: justify;">6. Firmware<br />Dijital fotoğraf makinası, içinde bir işlemcisi olan minik bir bilgisayardır aslında. O yüzden de bir işletim sistemine ihtiyaç duyar (nasıl ki sizin kullandığınız bilgisayarların işletim sistemi Microsoft Windows ya da bazılarınızınki Linux). Küçük araç gereçlerde (MP3 player, CD writer, fotoğraf makinaları, hatta DVD playerlar, vs) bu işletim sistemine 'fırmware' deniyor. Bu firmware makinadaki düğmelere basınca ne olması gerektiği bilgisini tutuyor. Saniyede kaç fotoğraf çekmesi gerektiğinden (burst modu), bir seferde en fazla kaç fotoğraf çekebileceğine, fokuslama hızına kadar bir çok işlem firmware'de saklanan komutlar ve işlemler sayesinde yapılır. </p><p style="text-align: justify;">Dijital bir fotoğraf makinası (ya da MP3 player veya başka bir elektronik cihaz) aldığınız zaman mutlaka arada bir bu firmware güncellemelerini takip edin. çünkü her bilgisayar programında olduğu gibi bu makinaların firmware'lerinde de bir takım hatalar olabilir. Bu hatalar da makinanın istenen şekilde davranmasına engel olur. Firmware güncellemelerinde bu hatalar giderildiği gibi, makinada olmayan yeni özellikler de getirilebilir. (windows'un service pack'leri gibi bir nevi) Bunlara en iyi örnek, minoltanın DİMAGE 7 serisidir. Minolta, DİMAGE 7 den sonra DİMAGE 7i diye bir makina çıkardı. Gayet bariz olarak belliydi ki, aslında iki makina da donanım olarak birbirinin aynısıydı ancak ticari sebeplerden dolayı, 7i de (fırmware farklılığı nedeniyle gelen) bir çok özellik varken , 7 serisinde bu özellikler yoktu. Ancak gelen baskılarla minolta sonunda pes etti, ve 49 dolara "DİMAGE 7 Upgrade Kit" diye bir güncelleme firmware'i çıkardılar. Bu yeni firmware ile birlikte bir çok özellik DİMAGE 7 de de oldu (mesela otofokus hızında artış, gerçek zamanlı histogram, arka arkaya fotoğraf çekme hızı vs).. Sonuçta firmware marifetiyle makinanız bambaşka bir makina haline gelebilir. Gerçi bu 'fırmware ile makinaya yeni özellikler gelmesi' durumu çok ender olur. Büyük çoğunlukla sadece hatalara yönelik güncellemeler yapılır ancak bunları mutlaka yüklemek gerekir, çünkü hayatınızı kolaylaştırırlar. </p><p style="text-align: justify;">Bu arada firmware'lerden söz açılmışken, 300D nin firmware'i ile ilgili bir kaç kelime söylemek gerekir. 300d nin hikayesi de az çok DİMAGE 7 ile benzerlikler gösteriyor, çünkü 300d bir kaç fark dışında Canon 10d ile benzer bir makinadır. Menulerin görünümleri de (küçük farkları saymazsak) aynıdır. O yüzden başlangıçta bir çok insan 300d'nın asılnda 10d özelliklerine sahip olabileceğini düşündü ve Canon'u mesaj yağmuruna tuttu, ancak canon bu isteklere hiç kulak aşmadı (ki ticari olarak çok mantıklı).. Bunun üzerine Rus bir yazılımcı alıp 300d nin firmware'ını kırdı. Şu anda asılnda 300d'de olmaması gereken bir çok özellik bu 'hacked' firmware sayesinde geldi (tabii tahmin edersiniz ki bu Rus şahsiyet bütün 300d sahiplerinin kahramanı haline geldi)... Firmware'in kırılması, mevcut Canon firmware'inin bazı saklı özelliklerinin açılması şeklinde olduğu için bir risk teşkil etmiyor.. O yüzden bir çok insan şu anda o firmware ile kullanıyor makinasını (ben dahil) Eğer 300d nız varsa http://satınfo.narod.ru/en/index.html adresinden bulabilirsiniz. Bir kaç vesile ile makinanın garantisinin de bozulmadığını öğrendik.. Türkiye'de teknik servise hack edilmiş firmware ile gönderip sorunsuz bir şekilde geri alan insanlar var. </p><p style="text-align: justify;">Benzer bir hikaye de uzunca bir zaman önce aldığım "Archos Jukebox MP3 Player" denen MP3 çalar cihazda meydana geldi. Ancak onda bir grup programcı eski firmware'i atıp baştan herşeyi sil baştan tekrar yazdılar. Çok zor bir isti ancak başardılar.. Eğer aynı mp3 çalardan sizde de varsa bakabilirsiniz : http://rockbox.haxx.se .. Aletin eski haliyle hiç alakası kalmadı. Eskiden yapamadığı bir sürü şey yapıyor şimdi.. Hatta görme özürlü insanlar kullansın diye üzerine geldiğiniz klasörlerin adını sesli bir şekilde okuma özelliği bile var (araba kullanırken çok faydası oluyor :)) </p><p style="text-align: justify;">Kişisel fikrimi sorarsanız, aldığınız bir cihazin firmware'inin kırılıp değiştiriliyor olması faydalı bir şeydir.. Firmaların düşünmediği ya da ekonomik olarak pahalı gelen bir takım özellikleri birtakım 'hacker' insanlar üşenmeden yaparlar, ve o özellik sizin çok işinize yarayabilir. Tabii pimpirikli bir yapıya sahipseniz bu tip kırılmış firmware'lerden uzak durmanız gerekir..</p><div style="text-align: justify;">Firmware güncellemelerinin nasıl yapılacağı makinanın marka ve modeline göre değişir. Nikon'un eski DSLR modellerinde firmware güncellemesi için makinayı servise götürmek gerekirken yeni modellerde artık hafıza kartına dosyayı kopyalayarak bu işlemi yapmak mümkün oldu. Firmware güncellemesi biraz dikkat gerektiren bir işlem, ya pillerin yeni olması ya da adaptörle çalışıyor olmasında fayda var makinanızın.. Çünkü eğer güncellemenin ortasında makina kapanırsa o zaman size teknik servis yolu görünmüş demektir. çünkü büyük ihtimalle makina bir daha açılmayacaktir. o yüzden makinanın güncellemenin ortasında kapanmasına engel olmalıdır. Firmware güncellemeleri genellikle dijital fotoğrafçılık haberleri veren sitelerde (dpreview sitesi mesela) ve firmaların kendi sitelerinde duyurulur.<br /><br />kaynak: <a href="www.fotografya.gen.tr">www.fotografya.gen.tr</a><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-37938646569341166052007-07-05T01:26:00.000-07:002007-07-05T01:29:10.162-07:00Fotograf Dengesi<div style="text-align: justify;">Fotoğrafı iyi yapan bir özellikte fotoğraf dengesidir. Dengeyi cisim dengesi ve renk dengesi olarak ikiye ayırmak mümkündür. imkan nispetinde kullanım sahası içine yapılan yerleştirmede objelerin homojen dağılımı ön planda tutulmalıdır. Tüm objeler bir kenarda toplanıp fotoğrafın diğer bölümü boş kalmışsa ve tüm objelere karşılık dengeyi koyacak küçük bir hareket veya renkle denge kurulamamışsa fotoğraf dengesiz demektir. Fotoğraf karesi bir tarafa sarkar bir başka deyişle bakışlar, objelerin sıkışık bulunduğu bölümde yoğunlaşır, dikkat buraya toplanır. Bu hata cisim dengesinde olduğu gibi renk dengesinde de yaşanabilir. Çarpıcı renkler kırmızılar, yeşiller, sarılar bir tarafta toplanırsa bu defa da renk dengesi kurulamamış olur.</div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-64665599927564445922007-07-03T15:51:00.000-07:002007-07-03T15:55:32.299-07:00Flaş<div style="text-align: justify;">Kullanımında, konunun ışık kaynağına olan mesafesi - diyafram ilişkisi vardır. Kılavuz numarası flaşın gücünü belirler. Mesafe değiştikçe diyafram da buna göre değişir. Bu durum, gücü sabit, manual flaşlar için geçerlidir. Flaş alırken uzatma kablosu da almalıdır. 1,5 m.lik bir kablo ile belirli bir açıdan ışık yayabiliriz. Obtüratör açık bırakılarak flaşın bir kaç defa çaktırılması ile de pozlama yapılabilir. Ancak bunun da belirli kuralları vardır. Örneğin f:2.8 gibi bir diyafram değeri veren bir flaş ölçümü, 1 çakım ilave ile f:4 ’e değiştirilebilir. Bundan sonra her fstop için bir öncekinin iki misli kadar bir çakım gerektirir. Flaşlı çekimlerde, flaşın bulunduğu nokta ile objektifin bulunduğu nokta arasındaki mesafe ne kadar fazla ise fonda oluşacak gölgeler de o kadar etkilidir. Gölgelerin oluşmasına engel olmak için siyah fon önünde çekim yapılabilir.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPKlk5MAXJu5cA99Kstfd8ZwtsQ7UKCe9ji0cEoQS0c9uEIW10YzDBtCRqBRSeVstEaa1X659GGvkqEeJvQsbthW61wQWrjaEw9hq0_TzAEI3lGnfqVogAyvfP7-ClFuL6Ef9VgKlQsE4/s1600-h/flash2.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPKlk5MAXJu5cA99Kstfd8ZwtsQ7UKCe9ji0cEoQS0c9uEIW10YzDBtCRqBRSeVstEaa1X659GGvkqEeJvQsbthW61wQWrjaEw9hq0_TzAEI3lGnfqVogAyvfP7-ClFuL6Ef9VgKlQsE4/s400/flash2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083107950531271810" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNM4jGOsmWzKp7ufSFNF58VfzkGNuqgpe9d-vM1vGnJQ4cV_jDkBucCaOvGP5okql1xvRsGzYKlicVm8nJEuB9jDMMTwVXsVKgWJI2ry_cwVFYN8gSBE0txz3Eu2zlXZP2oVuXqsxtGTM/s1600-h/flash1.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNM4jGOsmWzKp7ufSFNF58VfzkGNuqgpe9d-vM1vGnJQ4cV_jDkBucCaOvGP5okql1xvRsGzYKlicVm8nJEuB9jDMMTwVXsVKgWJI2ry_cwVFYN8gSBE0txz3Eu2zlXZP2oVuXqsxtGTM/s400/flash1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083107890401729650" border="0" /></a><br /><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-8273617849949191472007-07-03T15:42:00.001-07:002007-07-12T03:47:53.337-07:001/3 Kuralı<div style="text-align: justify;">Fotoğrafı çekmeden önce kare, yatay ve dikey olarak üçe bölünür. Bu çizgilerin kesiştiği noktalar iyi bir kompozisyonda ilgi merkezinin yerleşebileceği dört seçeneği gösterir.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1w1pg9E2KsE-dbeX4dCiE7wNLbmNSN9zAVSfhuynBOdeLG3U023MLZEOr1QCNK5Nnq7EXzpfHf5v0wD1_afIGdL0W6UTLaqV0QVxyW6y-V5RulrlvKoF6k9jVIrwnE3rxX7_Fa57E5ck/s1600-h/komp1.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1w1pg9E2KsE-dbeX4dCiE7wNLbmNSN9zAVSfhuynBOdeLG3U023MLZEOr1QCNK5Nnq7EXzpfHf5v0wD1_afIGdL0W6UTLaqV0QVxyW6y-V5RulrlvKoF6k9jVIrwnE3rxX7_Fa57E5ck/s400/komp1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083106258314157138" border="0" /></a><br /><br /></div><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhx28GWUfYTWdRvL3VJ83vVwqnmtbDn239z4J0zHd90Ywui5epKmWgAXYG24p53Xaa1uRSExYH0yZK8xKiQxqA-L6I2vjYxh-M1nOwTWLmCdSZaxt0XN9HO_LgciZ9HshWSFlS3KshUAso/s1600-h/komp2.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhx28GWUfYTWdRvL3VJ83vVwqnmtbDn239z4J0zHd90Ywui5epKmWgAXYG24p53Xaa1uRSExYH0yZK8xKiQxqA-L6I2vjYxh-M1nOwTWLmCdSZaxt0XN9HO_LgciZ9HshWSFlS3KshUAso/s400/komp2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083106327033633890" border="0" /></a></div><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh83vQv-Ysm76SWFrR_X-DaFCCItoK3IgZXuoxoLTXYkYvTWQ-UidBdTBhkQyyDnYUPUUiyMmQuqW5YOEAgX5UaJCJdUEkyUHYewbbHdR7Q3OiUsV5jukAol_71gl19xNlZWy06W7CrCyI/s1600-h/komp3.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh83vQv-Ysm76SWFrR_X-DaFCCItoK3IgZXuoxoLTXYkYvTWQ-UidBdTBhkQyyDnYUPUUiyMmQuqW5YOEAgX5UaJCJdUEkyUHYewbbHdR7Q3OiUsV5jukAol_71gl19xNlZWy06W7CrCyI/s400/komp3.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083105137327692866" border="0" /></a><br /><div style="text-align: justify;">Genel olarak konunun tam karenin merkezinde yer aldığı fotoğraflar, konunun merkezden uzakta yer aldığı fotoğraflardan daha az hareketli ve daha az heyecan vericidir. Konunun merkezden kaydırıldığı fotoğraflarda üçte bir kuralı ’ndan (Altın oran) yararlanılabilir. Manzara fotoğraflarında da ufuk çizgisi de üçte bir kuralına göre yerleştirilebilir. Ufuk çizgisini merkeze yerleştirmekten kaçınmalıdır.<br /><br /></div>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-54108475222782483612007-07-03T15:36:00.000-07:002007-07-03T15:39:49.599-07:00KadrajFotoğraf kompozisyonunda beşinci öğe kadraj yani çerçevelemedir. İlgi merkezini ön plandaki nesnelere çerçevelemek fotoğrafta yer alan asıl konuyu diğerlerinden ayırt etmek için gereken derinlik hissini kazandırır. Bir fotoğrafta, kadraja karar vermek konuya bağlıdır. Çerçeve olarak neyin kullanılacağı buna göre değişecektir.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDv4dvQ2qTBUsZZZ_9kS9jdZP9W5k80XpyaH4p9-KVLWh57l2mgHRR7Q6h6Kr3ZS2Ptjc8eMIEMogEejDOkhPm2WmiHWvI34KDR4SrPro6kHDv5leInSfRLATRRDDv-GcVvpm91PeE5l4/s1600-h/kadraj1.jpg"><img style="cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDv4dvQ2qTBUsZZZ_9kS9jdZP9W5k80XpyaH4p9-KVLWh57l2mgHRR7Q6h6Kr3ZS2Ptjc8eMIEMogEejDOkhPm2WmiHWvI34KDR4SrPro6kHDv5leInSfRLATRRDDv-GcVvpm91PeE5l4/s400/kadraj1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083103548189793266" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVNeR28L4XiRS1Cug4FcHiM2u2vxpRyfa9915fL-anRMtsjZbp8XGcuYjhFSFBzJP_1tRC8OaqgByYRUtX7r0j5De6XCKzQhhqUjJz5KCO4O1nef58YUsVISVOWDcxohK2LbsyQFM9SnQ/s1600-h/kadraj3.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 166px; height: 204px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVNeR28L4XiRS1Cug4FcHiM2u2vxpRyfa9915fL-anRMtsjZbp8XGcuYjhFSFBzJP_1tRC8OaqgByYRUtX7r0j5De6XCKzQhhqUjJz5KCO4O1nef58YUsVISVOWDcxohK2LbsyQFM9SnQ/s400/kadraj3.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083103853132471314" border="0" /></a><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_VKqjxzRFyHjZGWS8Ud8Hl0cFMmCfC0QCUgctaMmIZFRJNCd0jE0vxxzYWv71KG8ieaRAch8NXI59bcyQjMqhz5d1goXtfZrTsHUfzgpnSCdz95-NoF_ItGvctHIdyB-3opOhw0RaGWc/s1600-h/kadraj2.jpg"><img style="cursor: pointer; width: 329px; height: 205px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_VKqjxzRFyHjZGWS8Ud8Hl0cFMmCfC0QCUgctaMmIZFRJNCd0jE0vxxzYWv71KG8ieaRAch8NXI59bcyQjMqhz5d1goXtfZrTsHUfzgpnSCdz95-NoF_ItGvctHIdyB-3opOhw0RaGWc/s400/kadraj2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083103685628746754" border="0" /></a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-62120035440340773832007-07-03T15:33:00.000-07:002007-07-03T15:35:57.868-07:00Yalınlıkilk ve belki en önemli öğe yalınlıktır Fotoğraftaki ilgi merkezine dikkat çekmenin yolları aranmalıdır. Bunun bir yolu, konuyu dikkati dağıtmadan ortaya çıkaracak bir fon seçmektir. Fotoğrafta öyle bir kompozisyon yaratılmalıdır ki, fotoğrafın çekim nedeni açık olarak görülsün ve görüntü ye giren tüm nesneler ilgi merkezi olarak seçilen konuyu tamamlasınlar. Demek ki fotoğrafları yalınlaştırmak ve ilgi merkezini güçlendirmek için, karmaşık olmayan bir fon seçmeli, konuya yaklaşarak ilgisiz nesneler fotoğraf alanı içine alınmamalıdır.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDNLlYnB1NeltJX_dHs64kaDzO6sVBpakImQX3HNZJ5wJQwQ3fUNOcn3BpetdFloBmnYny0UrhDCNEqAIZOffyOou3Xm6wXNpgAfnVCx0dOXe2CJ6wSUHwvPH5BiWLbXoRm-q4iudpqJk/s1600-h/kompyalin1.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDNLlYnB1NeltJX_dHs64kaDzO6sVBpakImQX3HNZJ5wJQwQ3fUNOcn3BpetdFloBmnYny0UrhDCNEqAIZOffyOou3Xm6wXNpgAfnVCx0dOXe2CJ6wSUHwvPH5BiWLbXoRm-q4iudpqJk/s400/kompyalin1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083102757915810770" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyIZIpXS5MyDmLACn5ewU0dMQsgZl_t5hPCVAJVU_ceV5SVCiBNZ32kvabYUIzh_TUkYPnaoZE8wsSGRtad2keo0Mf4vtC3y45Zubc_SHEpnKJEsp71Af8oHUfRfpfjbpwXAQigjbTsC4/s1600-h/kompyalin2.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyIZIpXS5MyDmLACn5ewU0dMQsgZl_t5hPCVAJVU_ceV5SVCiBNZ32kvabYUIzh_TUkYPnaoZE8wsSGRtad2keo0Mf4vtC3y45Zubc_SHEpnKJEsp71Af8oHUfRfpfjbpwXAQigjbTsC4/s400/kompyalin2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083102882469862370" border="0" /></a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-82951375099656450712007-07-03T15:32:00.001-07:002007-07-03T15:32:55.303-07:00Kompozisyon<p style="text-align: justify;"><strong style="font-weight: normal;">Kompozisyon</strong>Kimi fotoğrafları diğerlerinden farklı ve göze çarpıcı kılan nedenlerden biri de güçlü kompozisyonlarıdır. Kendine ait hikayesi olan bir konu iyi bir kompozisyon oluşturur. Fotoğrafın icadından 2000 yıl önce Yunanlılar ve Romalılar bunun farkındaydılar. Bu mimarilerinde açıkça görülmektedir. Bugün de kompozisyon, çağdaş mimarinin önemli bir parçasıdır. Fotoğrafta kompozisyonun basit bir tanımını, “Kare içindeki konuları göze hoş gelecek <span id="more-388"></span>şekilde seçmek ve düzenlemek” olarak yapabiliriz.</p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;">Kompozisyon yaparken, figür yada nesneler belli konumlara yerleştirilir veya değişik bakış açıları seçilir. Kameranın küçük hareketleri ile çok farklı kompozisyonlar elde edilebilir. Bazen tesadüfen iyi bir kompozisyon yakalanmış olsa bile, çoğu iyi fotoğrafta yaratıcılık söz konusudur. İyi bir fotoğraf yaratabilmek için önce iyi kompozisyonun temel öğeleri öğrenilmelidir. Bu öğeler, doğal düşünce sisteminin parçası haline geldiği zaman tasarım anlayışını bileyerek fotoğraf çekmeye yardım eder.</p>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-56495228568174021032007-07-03T15:25:00.000-07:002007-07-03T15:28:32.329-07:00Makro çekim<div style="text-align: justify;">Diğer ismi makro olan çekimler için uzun odaklı objektiflere ya da close-up lens, konvektör veya extension tupe denilen ve objektifin odak uzaklığını değiştiren küçük borular gibi yardımcı malzemelere ihtiyacımız olacaktır. Genellikle piyasadan alacağımız fotoğraf makineleri ile gelen 50 mm.lik normal açılı objektifler makro çekimi için uygun değildir. Bu objektiflerle konuya 45-50 cm.den daha fazla yaklaşmak mümkün değildir. Oysa tele objektifler aynı mesafeden konunun daha az (ayrıntıyı) bir bölümünün film üzerine düşmesini sağlar. Konuya daha fazla yaklaşarak ayrıntıların fotoğraflarını çekmek için tele veya Zum objektifler kullanılır.</div><div> </div><p style="text-align: justify;">Makro çekimlerde, alan derinliği çok kısıtlıdır, dar açılı objektif ve konuya yaklaşma alan derinliğini azaltır. Bunun yanı sıra birde açık diyafram tercih edildiğinde alan derinliği bazen santimlerle (kullandığınız objektif ve yaklaşma durumunuza bağlı olarak bazen milimetre bile olabilir) ifade edilecek kadar azalır. Alan derinliğinin azalması, konunun can alıcı yerinin net, geri planın tamamen netsiz olması fotoğrafa ayrı bir anlatım katar. Böylece belirtmek istediğiniz konu çevresinden ayrılıp ön plana çıkar.</p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;">Makro çekimlerde doğru noktanın seçilerek netlik ayarının yapılması gereklidir. Netliği etkileyen diğer önemli bir nokta ise, bu tür için kullanılan objektiflerin genellikle ağır olmasıdır. Bu ağırlık yüzünden makine ve objektif titremeye müsaittir. İlkbahar aylarında bir çiçek makrosu çekmek istediğiniz de ortamda ki rüzgar çiçeğin sallanmasına sebep olacaktır, bu yüzden doğru netlik noktasını bulmanız hemen hemen imkansız bir hale gelecektir. Bu durumlarda en uygun çekim için rüzgarın en az olduğu saatlerin tercih edilmesi ve çekimde sehpa kullanmaktır.</p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;">Geniş açılı (balıkgözü) objektiflerle makro çekimler yapıldığında objede meydana gelecek perspektif kaymaları ilginç görüntüler meydana getirebilir.</p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglSAz7RdDoQR5-w_TeOwggLwAaEBa2EjYKhqRJd_AxUKFz31IH7v-nNIX8Msi0IkHxf8R-kjLNbwsZpz2P-cm2hO81RVj6jWk1rAw-HOguyeV2UlbZqPJgTyStv1Wm9q0b7Lsn0EgcGiE/s1600-h/ari2.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglSAz7RdDoQR5-w_TeOwggLwAaEBa2EjYKhqRJd_AxUKFz31IH7v-nNIX8Msi0IkHxf8R-kjLNbwsZpz2P-cm2hO81RVj6jWk1rAw-HOguyeV2UlbZqPJgTyStv1Wm9q0b7Lsn0EgcGiE/s400/ari2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5083100782230854594" border="0" /></a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-81927929134597821442007-07-03T00:43:00.001-07:002007-07-03T00:46:25.009-07:00Denklanşör KablosuSehpaya monte edilmiş fotoğraf makinesini kullanırken deklanşöre basan parmağımızın makineyi kımıldatma olasılığı vardır. Bunu giderebilmek için kullanacağımız bir deklanşör kablosu, parmağımızın yapacağı basıncı fotoğraf makinesine iletmeden deklanşörün basılmasını ve çekimin yapılmasını sağlayacaktır. Ayrıca çok uzun deklanşör kabloları ile de uzaktan çekim yapılabilir.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAy6iPvAoxOrfksd55Um8h5YUqE3dfKSiOgON2xdDKOMiMrfe37aC0MVetbIiERMOJD8TdLO4zm4cxVqd9-PM8LRsQnMv1uix8aECbGm2TFcXccCF3URxcJBlPa0dxro9LBCyZ-C16-9k/s1600-h/dekkab1.jpg"><img style="cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAy6iPvAoxOrfksd55Um8h5YUqE3dfKSiOgON2xdDKOMiMrfe37aC0MVetbIiERMOJD8TdLO4zm4cxVqd9-PM8LRsQnMv1uix8aECbGm2TFcXccCF3URxcJBlPa0dxro9LBCyZ-C16-9k/s400/dekkab1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5082873445316910002" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-LeIxXsvLWVyLNv5NIZTgTARzCYfKFu_rNjin463dUkB_ssjweQuvTQnihUTV8S7qv09kwdlhsMZxGqDndM9oFNZ9c5xuMg14_YvLPazi8Tv7oKQTfYDbjlkkLj61e35nmyw1AWcIMV8/s1600-h/dekkab.jpg"><img style="cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-LeIxXsvLWVyLNv5NIZTgTARzCYfKFu_rNjin463dUkB_ssjweQuvTQnihUTV8S7qv09kwdlhsMZxGqDndM9oFNZ9c5xuMg14_YvLPazi8Tv7oKQTfYDbjlkkLj61e35nmyw1AWcIMV8/s400/dekkab.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5082873363712531362" border="0" /></a><br /><br />kaynak : <a href="http://www.fotokritik.com/">www.fotokritik.com</a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-27590270044895073942007-07-03T00:38:00.000-07:002007-07-03T00:43:04.875-07:00Tripod<div style="text-align: justify;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLoja8pElqyFa3nejuEciDCnHE5zCyrfVUJr0MfSmtHG44Mr1yRZOpCfrVPYyl3XanWZy6f-sumXXxX04Slw4C0e7y6TDzq66hyphenhyphend7UY7nNhR6ux09CviKBUX-cVR3HS9-Q4JRlfJ3y44c/s1600-h/tripot.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLoja8pElqyFa3nejuEciDCnHE5zCyrfVUJr0MfSmtHG44Mr1yRZOpCfrVPYyl3XanWZy6f-sumXXxX04Slw4C0e7y6TDzq66hyphenhyphend7UY7nNhR6ux09CviKBUX-cVR3HS9-Q4JRlfJ3y44c/s400/tripot.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5082872771007044482" border="0" /></a>Bir fotoğraf çekiminde karşımıza çıkan sorunlardan birisi de makinenin sallanması yada sarsılmasıdır. Böyle bir problemin varlığı elde edeceğimiz sonuçlarda çoğunlukla bulanık yada titrek görüntülerdir. Sorun obtüratörün açılıp kapanma süresinin, makinenin sallanma yada sarsılma süresini telafi edemeyeceği yavaşlıkta olmasından ya da kullandığımız objektifin odak uzunluğunun çok fazla olması halinde hafif bir titremenin bile seçilen hedefin onlarca metre kaymasına bir anda sebep olmasından kaynaklanmaktadır. </div><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;"> Bu tür sorunları gidermede sağlam yapılı bir sehpa yardımcı olacaktır. Makinenin ağırlığını rahatlıkla taşıyabilecek nitelikte bir sehpa, pratik açıdan taşıma zorlukları yaşatsa da elde edeceğimiz görüntülerin netliği, bu eziyeti çekmeğe değer görünmektedir. </p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;">Makinemizde bulunan 50 mm.lik normal bir objektif ile kullanılabilecek en düşük obtüratör hızı, bir genelleme yapacak olursak 1/60 saniye olarak kabul etmek gerekir. Ancak seçeceğimiz objektifin odak uzunluğunun mm cinsinden değeri ile, obtüratör hızının nümerik değerini birbirine yakın tutmakla, titrek olmayan bir görüntü elde etme şansımız vardır. </p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;">Örneğin, 200 mm.lik bir objektif kullanıyorsak, 1/250 enstantane, 500 mm.lik bir objektif kullanıyorsak 1/500 enstantane yada 24 mm.lik bir objektif kullanıyorsak 1/30 enstantanenin altındaki bir obtüratör değerini tercih etmememiz gerekmektedir. Eğer daha düşük bir hız seçmek zorunda ise k titreme sorununu ancak makinemizi bir sehpaya monte ederek giderebiliriz.</p>kaynak: <a href="http://www.fotokritik.com">www.fotokritik.com</a>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5083622169970737855.post-20258003447785250712007-07-03T00:36:00.001-07:002007-07-03T00:36:44.070-07:00Pozlama<div style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="en-us">Fot</span><span lang="tr">oğ</span><span lang="en-us">raf</span><span lang="tr">ı oluşturan en önemli unsurlardan birsi, saniyenin; B, 30, 20.....1/1.1/2 ,1/8.....1/1600 e kadar giden ve filmimizin uygun ışığı görmesini ve negatif üzerindeki gümüş partiküllerini yakarak filmin oluşmasını sağlayan estantene değeridir. pozlandırma gerekli ışığın film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemidir (www.fotograf.net). Doğru poz değerini makineyi kullanan kişilerin kendilerinin vermesi gerekir. Bunun yanı sıra gelişmekte olan teknolojiyle ortaya çıkan makine bünyesine konmuş ölçüm aletleri vardır bunlara Pozometre denir ve teknik olarak TTL ismiyle anılırlar. Bu sistemlere ışığa son derece hassas olup makine değerlerini otomatik olarak ayarlaya bilmektedir. Bir diğer çeşitleri de purofösyonel fotoğrafçıların oldukça sık kullandıkları gene aynı isimle anılan El Pozometreleri vardır. Bunların çalışma pirensibleri'de makinedekilerle aynı olmakla birlikte, objeye daha yakın tutma imkanı sağladığı için daha hassas ölçümler ve değerler alına bilinmektedir.</span></span> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr">Dikkat edilmesi gerekilen başka bir noktada, pozometrelerle alınan değerler sadece ışık miktarlarını ölçerler bu yüzden kişinin kendi düşüncesini ve yorumunu katmasına olanak vermezler. Yapılması gereken daha çok fotoğraf çekerek daha çok deneyimle kendi özgün fotoğraflarımızı çekmektir. </span></span></p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr"> </span> <span lang="tr"> </span>Doğru<span lang="tr"> </span>pozdeğerinibulmak için<span lang="tr"> </span><span style="color:#0000ff;">Diyafram<span lang="tr"> </span> /Enstantane<span lang="tr"> /</span>Film hızı<span lang="tr"> </span> </span><span lang="tr">a</span>rasıdaki ilişkiyi çok iyi öğrenmeliyiz. </span></p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr"> </span>Bu ilişkiyi birkaç örnek ile açıklayacak olursak;</span></p><div style="text-align: justify;"> <b> <div align="center"> <center> <table border="1" cellpadding="0" cellspacing="0" height="39" width="488"> <tbody><tr> <td align="center" height="16" width="89"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">f<span lang="tr"> (Diyafram)</span></span></td> <td align="center" height="16" width="89"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">2</span></td> <td align="center" height="16" width="86"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">2.8</span></td> <td align="center" height="16" width="76"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">4</span></td> <td align="center" height="16" width="68"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">5.6</span></td> <td align="center" height="16" width="120"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">8</span></td> <td align="center" height="16" width="93"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">11</span></td> <td align="center" height="16" width="150"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">16</span></td> <td align="center" height="16" width="172"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">22</span></td> </tr> <tr> <td align="center" height="19" width="89"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr">E</span>nstantane</span></td> <td align="center" height="19" width="89"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/1000</span></td> <td align="center" height="19" width="86"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/500</span></td> <td align="center" height="19" width="76"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/250</span></td> <td align="center" height="19" width="68"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/125</span></td> <td align="center" height="19" width="120"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/60</span></td> <td align="center" height="19" width="93"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/30</span></td> <td align="center" height="19" width="150"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/15</span></td> <td align="center" height="19" width="172"> <span style="font-family:Arial;font-size:85%;">1/8</span></td> </tr> </tbody></table> </center> </div> </b> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr"> </span>Yukarıdaki tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır. Pozlandırmada önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz. </span></p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr"> </span>Yukarıdaki tabloda düşük enstantane ve f değerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliği fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 lik poz süresi makinayı oynatmadan tutmamız gerektiğini söyleyecektir. Bu durumda elle yapılacak çekimlerde görüntünün bozulmasına neden olacaktır. </span></p><div style="text-align: justify;"> </div><p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Arial;font-size:85%;"><span lang="tr"> Y</span>ine yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden olacaktır.(fotoğraf.net)</span></p>Arman Memilhttp://www.blogger.com/profile/06579077972238268385noreply@blogger.com0